KızılırmakGönüllerde mayalandık aşka doyurduk badeyi, Serapsız çölleri yorduk deme kandırdık dideyi; Gök çiçekten bal derledik kalplerde bulduk Hüda’yı, Çektiğimiz ahla çıktık Kızıldağ’ın yücesine. Dost dilinde çağıldadık düsturumuz Şah fermanı, Gâhî durgun gâh dolanı yele savurduk harmanı; Fâni bedene sığındık zulümden aldık dermanı, Yedi meftun çerağ yaktık gecelerin nicesine. "Toprağı sadık yâr" bildik meyve sunduk sinesine, Miskin eşiğinde durduk mana sorduk hanesine; Kırk yıl doğru odun olduk çiledeki Yunus’una, Kül duvaklı kordan baktık har soluklu bacasına. Irağı yakın eyledik terli taylarda rahtımız, İnce elekten elendik çulsuz sedirler tahtımız; Bu cihanda sayılmadık açmadan soldu bahtımız, Gökçe doğup kızıl aktık Karadeniz sucasına. 06 Mayıs 2006 Murat Aydın Doma |