Geçtim
Seyyah ebrûlerde kahırla doldum,
Kar oldum müjgâna selinden geçtim! Hicran nağmesinin kararı oldum, Darıldım mızraba telinden geçtim! Güneş asumana kanarken doğdum, Zühre yıldızının bendine değdim; Kırklar dergâhına kül oldum yağdım, Görüldüm yoklukta halenden geçtim! Bir uçtan bir uca koştum deminde, Aşkına pervane döndüm ceminde; Ney oldum inledim fâni zeminde, Yâr oldum Canan’a kulundan geçtim! Dumanlı yaylaya ceren göçürdüm, Sevdadan sevdaya gönül uçurdum; Yalan sarayında ömür geçirdim, Sürüldüm dağına belinden geçtim! Bülbüllerin suskun viran bağında, Ben bende köleyim hazan çağında; Hayal zangocuyum dertli sağında, Har oldum dudağa dilinden geçtim! Cemre yağmurunda toprağa düştüm, Şavkınla beslendim gecende piştim; Mahcup yanağında bir damla yaştım, Ter oldum çiğdeme dalından geçtim! Bir muamma olup mahzene doldum, İçimde dışımda kâinat buldum; Rayiha gölünde sarardım soldum, Yerildim kovanda balından geçtim! Gâh iyi gâh kötü kutsal meleğin, Değirmen zulmünü eler eleğin; Muhannet çarkında döner feleğin, Yoruldum hanında yolundan geçtim! Ham tene büründüm hayli bir zaman, Tek yönlü koşuda tükendim yaman; Göverdim bedende oldum sap saman, Serildim harmana yelinden geçtim! Bir tohum bir çiçek can vermiş döle, Yedi gökten mecnun düşmüşüm çöle; Mestane bedenim vuslata köle, Duruldum makberde salından geçtim! Ruhtan ruha akan ırmağa girdim, Yeşil ummanında Al’ımı sordum; Yunus, Hacı Bektaş, Ali’yi gördüm, Sarıldım Murada gülünden geçtim! 27 Haziran 2011 İstanbul Murat Aydın Doma |
Yazan düşünen yüreğinize kaleminize sağlık.