9
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1176
Okunma
(insancıl)
sureti sudan ve buluttan ibaret insan
aşk uğruna dağlar delip yollar açar
hayıflanır ecel rıhtımına inerken
ol şark’ın üryan çöllerinde bir gece
arzusu nâr leyla’yı düşüne basar
(maşuk)
elleriyle sunar göz bebeklerini
aşka açılır umuda doğar
yıldızlar nöbet tutar akşamları
ve çıldırtır yalnızlığı Hızır arayışı başlar
feryadı tutuşur boşluğu doldurur
savrulur yanına yüreği
korkular seni muştular
aşk ötesi ey sevgili aşk!
(masum)
bir akşamüstü
aşkın vurdu aklıma rüyana uğradım
buğudan görünmeyen bir suret
aşkın bağlarını çözüyordu
sen serilmişsin musalla taşına
gıdı, gıdı sabun köpüğü
bir zamanın içinde
bedenini okşatıyor
tadını çıkartıyordun
ben gurur kırılması yaşıyordum
sen sonsuza kanatlanıyordun
(hayvanca)
ey sevgili
az önce kasabın önünde çakıldım kaldım
buharı tükenmemiş ciğerler
kanı damlayan yürekler
taze kuzu gözleri
işkembeler gördüm
açlığım meğer sanaymış anladım
yalın bir unutuşla oradan
kuyruğumu toplayıp uzaklaştım
(bütünde haz)
ey sevgili
on altı senenin geceleri değilmi!
nefes nefese aydınlanan
bir sinsi ışık
sarı yangın
ıslak tülbent gibi yayılan
ve sihirli organların
aşk rüyalarından
beklenmedik karanlıklar arasında
azdırıp toparlayan.