İstanbul Muşta olsaydı,kardeş kardeşe düşmezdi Aşık mahsuni Şerif
kırmızıya boyayıp bembeyaz karların rengini küçük bedenlerine yaşlarından büyük bir ölüm giydirdiler hain bir buz dağına çarptı çığlıkları aman diyemeden parçalandılar terlemeyen bıyıkların bakıp eşkıya dediler ölümün çirkin yüzünü yakıştırdılar kalın yalanlarla örttüler sonra gecenin üstünü utanmadılar sağır ,kör ,dilsiz bir uğultuda vicdanlarını unutup ağıt seslerine kadeh kaldırdılar zifirdi,Kıştı,kıyametti fukara bir gecede pusu kurunca kahpeler mezarsız kefensiz bir uykuda hala üşüyor çocuklar
yılan sesi değil çiyan değil homurdanarak yaklaşan karanlığın korkak sesiydi masallarda geçen canavar gibi açtı koca ağzını otuz beş canla kapattı doymak bilmeyen açlığını
sarı beyaz puşileriyle en eskiler mırıldanırdı bir asır kadar kahır bin yaradan daha ağır masal gibi ölüm anlatılırdı kaç cigara bir kesik bacak kaç kopuk kol bedenini arardı ardınsıra taze bir gelin öksüz bir oğul büyürdü
haftanin’den Asırlardır kaçak tütün yürürdü kimsesizlik kokan hikayeler iki duvar arasında boy veren ömürler yürürdü mertlik anlatılırdı yedi cihana kan kokusuna iç çekince zalimler kalleşlik yürüdü ölüm kol kola girip çocukların gözlerine yürüdü
onlar yirmisine girmemiş hayallerinden vuruldular kimine göre terörist kimine göre kaçakçı ama bilinen sadece çocuktular
hangi umuttan aydınlığa koşan bir resim gösterir şimdi parmaklarınız hangi hayal kaç ölü beden eder cevaplıyorsa kitabınız sizi yansıtan her aynaya baktığınızda gülümseyiniz biliyoruz ki siz boğazımızdaki son nefesi bile sıkarken sevdiğimiz kardeşimiz biz sizin her an harcanabilir ömürleriniziz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gün Olur Karanfillerde Ölür şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gün Olur Karanfillerde Ölür şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bir insanı katleden dünyadaki bütün insanları katletmiştir. Can öyle bir şey ki bütün dünya malını versen bir ananın,babanın,yârin.... gözyaşlarını dinidirmeye yetmez. Hep bir eksiklik olarak kalır bir ömür. 35 can ne demek dile kolay 35 can Ben şunu çok iyi biliyorum ki yıllardır yasal olmasa da ordaki karakol komutanlarından tutun en rütbesiz askerine kadar herkes kimin kaçakçılık yaptığını çok iyi bilir.Bellidir kaçakçılık yapanlar. Hiçkimse birkaç kuruş için sıcacık yatağını terk edip eksi bilmem kaç derecelerde gidip ateş hattından çıkar sağlamak için uğraşmaz.İnsanların tek geçim kaynağı buysa eğer canları pahasına cocuklarına ekmek getirebilmek için küçükler de bir faydam dokunsun diye aileme beraber gider. Ordan dönen insanlar gizli bir yerden gitmemişlerdir ve gittikleri de büyük ihtimalle bilinmektedir. Hâl böyle olunca elbetteki kafalarda soru işaretleri oluşacaktır. Karanfiller de kanarmış. Herkes elini vicdanına koysun Türk-Kürt meselesini bir kenara bırakıp şöyle insan olarak bir düşünsün Allah aşkına. Bu yara artık kangren halini almaya başladı. Kaç beden soğuk toprağı öptü habersizce ama öce yanarak,parçanalarak en sonda donarak.
Sağduyu ve vicdan biraraya gelirse ancak anlaşılır. Emeğinize,yüreğinize sağlık. Rabbim geride kalanlara sabır versin. Bütün insanlık vuruldu Kürt çocukları değil. Gencecik askerlere de aynı şekilde yüreğim acıyor.
acı her zaman ortaktır yüreğinde insan sevgisi olan hiç kimse bu acı olaya sevinemez
çok yönlü araştırılması gereken bir yara bu yıllardır bu topraklar üzerinde oynanan kirli oyunların arkasında mutlaka devletin bölünmesini isteyen çirkin güçler çıkacaktır...
etkili bir ağıt bu yalnız
"fukara bir gecede pusu kurunca kahpeler"
olayın iyice aydınlığa kavuşmasını beklemeden, bu dize bu şiirde olmamalıydı diye düşünüyorum oysa ne kahpelikler gördü bu ülke...
dileğim, sağduyu ve kardeşliğin kazanmasından yana
nasıl demeli,nasıl anlatmalı dostum dünyanın hangi coğrafyasında yaşayan insanlar bu kadar acı çekti dünyanın hangi toplumu bu kadar hunharce kaltedildi bilinmez ama dediğin gibi
sarı beyaz puşileriyle en eskiler mırıldanırdı bir asır kadar kahır bin yaradan daha ağır masal gibi ölüm anlatılırdı kaç cigara bir kesik bacak kaç kopuk kol bedenini arardı ardınsıra taze bir gelin öksüz bir oğul büyürdü
Ne çok iç yakan hikâyesi var ülkemin yanık ülkem bahtsız ülkem kardeş kardeşi helak ediyor yüzyıllardır susmayan çığlık toplu göklerde bir gün yağacak üstümüze ve boğacak bizi, biz günahkÂrları...
......heybesinde dağ gibi şiirle gelen şaire selâm olsun.