i..Bu izbe şehrin limanından Yazılmamış şiirlerimin hüzünlü bakışlarına aldırmadan Kaybolup gidiyorum yakamoz kırıntılarıyla Bu yağma haline acıyan gözlerle Suyun akıntısına terkedip kentimi Dalgaların kucağına dökülen ışıklarıyla Nasibim buymuş diyerek uzanıyorum Girdabın yitik kollarına Aslında gelişlerim sana Fakir bir günceden daha koparılmış yapraklara aldırmadan Mumyalıyorum gözlerimi bakışlarımla Yamalı sevdalarımın yırtık sözcüklerinde Dinmeyen sızım omuzlarıma dokunurken Başımda yağmur dolusu bulut ağırlığı Ve geceler sırılsıklam üşüyor Yarım bıraktığım şiirlerim ağlıyor ardımdan Oysa daha çok var ni(sana) Ve bu tenhalık kendime bile ağır Yalnızlığıma sığınıyorum aldığım her nefesin faslında . . . Dilimde istem dışı aşk şarkıları dolanırken Sitemim tam olarak sana değil aslında Rüzgâr ve yağmur eşlik ediyor bilmiyorsun Yıldızlardan tuttuğum dilekler Her biri bir zodyak yoluna feda Uzayıp gitmeye meyilliyken içimdeki hasret Batan gün gibi sarı Ölüyor içimdeki çocuk giderek Yine o bilindik senaryo Yine kısa kesiyor konçertoyu hamlet Ebediyete yumuyorum gözlerimi Ilık ılık bocalanırken yağmur nazarımdan Tam istediğim bu değil aslında biliyorsun tanrım! Karanlığın o zayıf kan/dilini üflüyorum Varlığıma yokluk giydiriyor zaman Düşüncelerimde gizleniyor sessizliğim Şafak vakti ayyaşlığı çekerken kendine beni Oysa ben seni her zamanki gibi seviyorum! Sus vaktini en iyi anlatan sözcüklerimle Yalnızlığımın tam ortasına Gömüyorum başımı Ve sanki bir vaha fısıldıyor kulağıma Sen misin ç/öl! |
Kutlarim