YAZGIDA YÜRÜMEK...
"Yüreğim kilitlenmiş bir yürekte
Kilitlenmiş dilim bahara... Goncalar sürmüş hücrelerime mahpusluk Adımlarım, soluğum, Ellerim kilitlenmiş, Ben, kilitlenmişim…" Dudağımdan dökülemeden iki kelime Bilinçsiz, bini bir akşamüstünden pembeye Dokunur apansız kıyametler dolusu çatlaklar Gül koyaklarının maviye ışıyan gurubuna. Garba savrulan hayatların armonisizliği Ve kifayetsizliği dökülür kaldırımlara ezberlerin Harabe tılsımlarına yüğünür koca kent; Modernitenin pastelliği ve kaldırımların yılgın masallarını Çağırma vaktidir mazgalların. Yaşamak, sıradan bir edim kisvesi Şikâyet boyalı gökdelenlerde Bir asi nefes, Bir kıvılcıma şiddet Ve hasret, Ve hasret sızar parmaklıkların penceresi. Ömrümü işleyen caddeler boyunca korkak, İki söz düğümü nutkumda Can telimde bir notayı vurur uğultularda Ben dururum. Kaybolup gittiğinde apansızlığın namlusunda gözlerin Geçmiş ve gelecek Andan gayrı ne varsa yaşanır çınlayışlarımda Bir kahır, dilimler saniyelerin iğnelerini Zehirli birer hançer çiziğince tenimde Dolanır dişleri ejderha zamanın. Ve zarardır sabır geceye, Depremler doğurur kafesinde ruhum Şafak, İsrafil elinde sur! Semada kadri yok bir susuzluğa eş, Yitimlik bir kentte yalnızlık gibi ürkek İki kor ortası çıplaklığında üşümek, Islanmak, iki göz arası sağanaklarda. İnsanlığın cümle sevabına kefaret Bir günaha davet, Muhal bir yazgıda yürümek Ve asil bir kimsesizliktir seni sevmek... |