Eksildikçebilemedim eksildikçe son bulur sevmeler kelimelere boğulur insan sürekliliği telaffuzundan değil ömrünün uzun oluşundandır oysa sonuma attığım imzaydın defterimi dürerken ben gönül yarası değil kömür karası gözlerinde öldüm garipliğim kendime küs oluşumdan karabasan gecelere kestim biletini geçmişin sillesi vurdu adıma kirlettim sende yüreğimi firar ettim yarınlarım dan kırıldı kolum kanadım soğudu sen yanım ufak tefek göz yaşlarım oldu yinede yaşadım yüzümün hüzne düştüğü vakitler de oldu kara bulutlarımın yağmuruyum şimdi ıslanıyorum olur olmaz zamanlarda aklımın köşesi dağınık toplasam çıkmıyor çarpsam bölünmüyor rasgele hesaplar yapıyor basit oyunlar oynuyor zihnim bana çıkmaz sokağı oluyorum günlerimin izinsiz yapılan inşa gibiyim yıkıma hazır tabelası yok ömrümün sinsi gülüşlerin esiriyim paçavraya döndü yüreğim biçare halim ben yine viraneyim… s.ç |