Başıboş bir karanlık dolaşıyorken yüzümün sokaklarında Alev işli gözlerine bakıyorum çocukluğumun Dahası, Alnımın göğünde vuruluyordu serçeler Ve bir tutam ah yanığı sıralanıyordu avuç çizgilerimde...
Yüreği öpülürse başağın doğrulur mu bedeni? Ya da toprağa gömülürse bedeni kalır mı buğday sarı gölgesi?
Bazen yarım kalmış bir şiirin dibinde 07 uçla yazılmış sonu olmayan bir A harfiyle çala kelam irkiliyorken Bazen kendi lirik hikâyemin kum tanelerinde zamanı kara kalem öldürüyorum Bazen de korkularımda sabırla seyahat eden ağrıların şakaklarımı sobelemesinin Çığlık çığlığa sessizliğiyle ürperiyorum Hüzünler mühürlüyorum yani göz çukurlarıma Yağmak için avuçlarıma…
Akşama aldanmış bir tan vaktinde Siyah haritasına kelepçeleyip göğü Güz toprağına gömüyorum yorgunluğumun sararmış cesedini Sonrasında sayfalara suskunluğumu sunuyorum gümüş tepside Duru bir içtenlikle…
Yarını karşılarken ayak seslerinden tanıyorum türkülerimin El aman sızlanışını Acemi bir gayretle yutkunuyorum Hayatın ilk yarısını Ve bu barbar karamsarlıkta en nihayet Müştekiyim kendimden…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Müşteki şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Müşteki şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yarını karşılarken ayak seslerinden tanıyorum türkülerimin El aman sızlanışını Acemi bir gayretle yutkunuyorum Hayatın ilk yarısını Ve bu barbar karamsarlıkta en nihayet Müştekiyim kendimden…
merhaba güzel insan tebrikler hayatı bize zorla dayatan zamanın dışında olmak vardı şimdi şimdi çekip gitmek vardı uzaklara şiirlerle örülü bir dünyaya gözlarimizi açmak yaşamak doyasıya aşkal kal usta
Başıboş bir karanlık dolaşıyorken yüzümün sokaklarında Alev işli gözlerine bakıyorum çocukluğumun Dahası, Alnımın göğünde vuruluyordu serçeler Ve bir tutam ah yanığı sıralanıyordu avuç çizgilerimde...
Yüreği öpülürse başağın doğrulur mu bedeni? Ya da toprağa gömülürse bedeni kalır mı buğday sarı gölgesi?
Bazen yarım kalmış bir şiirin dibinde 07 uçla yazılmış sonu olmayan bir A harfiyle çala kelam irkiliyorken Bazen kendi lirik hikâyemin kum tanelerinde zamanı kara kalem öldürüyorum Bazen de korkularımda sabırla seyahat eden ağrıların şakaklarımı sobelemesinin Çığlık çığlığa sessizliğiyle ürperiyorum Hüzünler mühürlüyorum yani göz çukurlarıma Yağmak için avuçlarıma…
Akşama aldanmış bir tan vaktinde Siyah haritasına kelepçeleyip göğü Güz toprağına gömüyorum yorgunluğumun sararmış cesedini Sonrasında sayfalara suskunluğumu sunuyorum gümüş tepside Duru bir içtenlikle…
Yarını karşılarken ayak seslerinden tanıyorum türkülerimin El aman sızlanışını Acemi bir gayretle yutkunuyorum Hayatın ilk yarısını Ve bu barbar karamsarlıkta en nihayet Müştekiyim kendimden…
Hazal Karadağ
Güzel dizelerdi şairini kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.