müptedigördüm.. dokunmadan en ufak pürüzüne elinin parmaklarınla tırnaklarının bitişişine ve bileğinde elinin bitişine şahit olmuş bir küçük örümcek gibi damarların üzerinde gezereken damarlarında adımı kanında muhabbetimi gördüm.. Bilmeden tattım.. Yeni çıkmanın heyecanıyla en kallavi kozadan mor yeşil gri bir kelebeğin mahçupluğundan bedeni kızarırken omzuna saçların gibi konuşunu saçlarının yüzümde bıraktığı dokunuşunu maharetli ellerinden gelen meleğin bir kızıl bal gibi ikindisi gibi günün haberi verilmiş ama yanlışlıkla tattım.. Kendimi işte işte kendimi bıraktım.. kiremit kırmızısı kiremitlerden sıyrılıp toprağa denize dereye kavuşmak için delice çırpınan yağmur gibi suyla yeni tanışan kırlangıç serçe güvercin gibi göğünden.. martı gibi en derinlerine aktım o boş o dolu o boşluğumla dolu göğüs çukuru gönül çukuruna avcısından kaçan yılancasına .. ve ağladım.. yavrusundan uzak sinek gibi kanatsız kalışıma ağladım ve tuvalet kağıdıyla temizledim gözlerimi elimle aldım gönlümden gönlünün teharetini .. İstemediğin kadar bakardım almasaydın gözlerimi yolluğu için bir evvel yolcusunun erzağına katıp seni ilk gördüğüm ilk güldüğün yerdeki zamanın buzuluna bırakmasaydın ... |