Sus Şimdi
Baharlarımı bıraktım giderken benden
Göz çukurlarımda olgunlaşırken Mim koydum dudaklarıma sükutunda Yitikliğin. Kapadım gözlerimi pencerene Siyahları giyindim Samut bir şehrin sisinde adı kalmış bir sevda masalı Bedenimi gömdüğüm yerde Ruhum yağmur olup yağdı Yeşertti dallarımı denizinde Tuzundan yandı yine dudaklarım Sıyırıp attım tenimden yetimliğini Giyindim bir nefeslik mühürlerini yaban ellerin Kefen altı kadavralarda kırıştırdım Akladım ebedi giysimle lekelerini Yüreğimde gezinirken emareleri. Tut ki Akmamış zehri yılların üzerime Tut ki sendeyim,sana eş yaşanmışlıklarım. Bir maya çalınmış açmamışken daha hayata gözlerimi Ve tut ki bir duvarın ardında kalmış çocukluk çağım. Sonra ılık lodos ve Ege şarkısı kulağımda Kopuk bir vişne tadı Dudağımda Efeler kalkmış şerefe en haznini dinlerken türkülerin Issız yıllarda Kimsesizliğe sarılmış ellerim Öyle çok gelsen de bana Öylesine yokluğu giyinmişim. Minicik avuçların Kucaklarım dese de Sığmaz sana yaşanmışlıklarım Bin defa çeksen de sığ sullarına Ben engin denizlerde Büyük dalgalarla savaşmaktayım Sus şimdi çocuk.... Sus ki; Delicesine akmış kahpe yıllarım dillenmesin Düşünmeden sonunu Ve Yosun tutmuş istiridyenin içindeki inci Parlamasın unutup bir gözyaşı olduğunu... Canan Korkmaz |
Kimsesizliğe sarılmış ellerim
Öyle çok gelsen de bana
Öylesine yokluğu giyinmişim.
Minicik avuçların
Kucaklarım dese de
Sığmaz sana yaşanmışlıklarım
Bin defa çeksen de sığ sullarına
Ben engin denizlerde
Büyük dalgalarla savaşmaktayım
Sus şimdi çocuk....
Sus ki;
Delicesine akmış kahpe yıllarım dillenmesin
Düşünmeden sonunu
Ve
Yosun tutmuş istiridyenin içindeki inci
Parlamasın unutup bir gözyaşı olduğunu...