BABİL KULESİ VE FİLDİŞİ KULELER
I.
Yok olmak istiyorum ama sende hep var olmak... Hep sende yaşamak ve ölümsüzlüğü billur dudaklarından tatmak... Ve seninle kırık bir dal ucundaymış gibi sevişmelerimiz geliyor aklıma daha fazlasını istemezmiş gibi. Ve Canımıniçi dudakların ölesiye kırmızı en azından beni öldürecek kadar Sensizlik bir uçurum aşağı düşmeyi isteyebileceğin kadar ölüme yakın. Bir vadi; çıkışı olmayan ve hapsolmaya razı kalabileceğin kadar mahkum psikolojisinde. Bütün şehir yıkılıyor... Birbiri ardına düşüyor aydınlıklar bir yokoluşun resmini çiziyor tabiat hırçın mı hırçın fırça darbeleriyle. Haydi! Kaybol sen de Yıkıl bu şehrin en ücra köşesinde sonra ölüme inat cesurca dolaş Trafalgar`da. Kimseye sorma birşey sakın ve habersizce bu şehrin yıkılışını seyret yıkılışını, yıkılışımı, yıkılışımızı... Seni yok olurcasına seviyorum. II. Hüzünlü ve titrek nağmelerini çalıyor geçmişin en unutulmaya yüztutmuş tarafından bir keman. Düşündükçe derin bir sessizliğe gömülüyor dimağımda pas tutmuş düşünceler. Bir kanun maziye ne kadar bağlı ve özlem doluysa işte o kadar düşünüyorum geride kalmış özlemleri. Kimse tutmuyor Leyla`nın yerini, Babil Kulesi`nden haykırıyorum kendimi Mecnun`un müptelalığına hapsederek. Sana meft`un iken bütün demler ve içindeki ağyar bir çöl rüzgarına kaptırıyorum hayallerimi. Ve hayallerim delip geçiyor zamanları bilinmeyen bir mekanda bilinmeyen bir zamanda yakalıyıveriyorum hüzünlerimle harmanlanmış hülyalarımı ve o çöl rüzgarını. Kesişen zamanlarda buluyorum seni ve kaybetmemek için esiyorum gelmişe geçmişe. Seni bir udun Aşk dolu vuruşlarında sevebiliyorum ancak susturamıyorum bende çalan bu ahenkli şarkını. Ve hiç kimsenin bilmediği bir şehirde sırf senin için fildişi kuleler inşa ediyorum. Bağdat`ı saklıyorum bütün elemleriyle. Bir kilidi açıyorum bir şifre çözüyorum seninle paylaşıyorum sadece. Sakın kimseye söyleme kulağına fısıldıyorum: ``Sen Leyla`sın.`` ve ben hep seni sevdim tüm zamanlar ve mekanlarda. III. Seni Leyla`nın yerine koyup sevmeyi o kadar kolay sanma! Seni sevdiğimi söylerken tutulursa dilim tüm mısralarımı sil gözyaşlarınla ve bir daha başkasından duyarsan herhangi bir sevgi sözcüğü sakın kanma! Kanarsan damarlarımda kana ve çeşme olsun kanlı gözyaşlarım damarlarında. Bir daha zaman yürümeyecek hiç sevemezsem seni ve Leyla`yı gömecekler! Toprağını son damlasına kadar kanlarımla yıkıyacaklar belki hayat verir diye. İşte o zaman kurak arazilerdeki cılız otlar gibi yeşerecek sana olan sevdam. Bir yangının küllerinden tekrar yangını başlatacağım ve bu şehri yakacağım. Cılız otlar yeşerdikçe yeşerecek yandıkça yanacak. Sana aşkım asla kurak kalmayacak. Bu şehir yanıp kül olacak yemin ettiğim bu sevda Mecnuni bir mabet gibi bu şehre damgasını vuracak Leyla diye. |
güçlü bir kalem...kutlarım değerli büyüğüm şiirleriniz kendisini okutuyor büyük bir zevkle...tebrikler yazan yüreğiniz susmasın...
Bir kilidi açıyorum
bir şifre çözüyorum
seninle paylaşıyorum sadece.
Sakın kimseye söyleme
kulağına fısıldıyorum:
``Sen Leyla`sın.``
ve ben hep seni sevdim
tüm zamanlar ve mekanlarda.
özellikle bu kısım beni derinden etkiledi...tebrikler...