Nuh tufanı, beden gemisiBu beden Nuh’una, geldi efsane, Kavmim azgınlaştı, haller vahimdi, Bir emri Hak ile faal tersane, İnşa ediliyor, o gemi şimdi. Amir olan nefsi, azgın edenler, Şeytanın ardından, zevkle gidenler, İnkâr etmek için gayret güdenler, Karısıyla oğlu, kavmi de kimdi? İsyankârın kendi, menfi duygular, Onlara ilişmez müspet kaygılar, Paslı yüreklerden çıkmış saygılar, Şekva kayaları yosunlu çim’di. En kötü hasletler, sarınca ruhu, Nefsin askerleri, ne bilsin Nuh’u? İtaatsiz kavim, hak eder yuh-u, Cehlimize nebi, ne yapsın imdi? Zalim kendimizdi, zulmü biz yaptık, Bilip anlamadan, belaya çattık, Gaflet defterine, çok imza attık, Aldatan nefsimiz, şeytandı, cindi. Şeksiz ve şüphesiz, yaşarken an’da, Umut ederim ki, kalmadım zan’da, Bir sevda dolaşır, ilikte kanda, Şükür ki tebliğler, içime sindi. Emir Hak gelince, kâmil insana, Gemi hazır oldu, korkunç tufana, Zalimler bir yana, mazlum bir yana, İman edenlerle her çiftten bindi. Sular aşka geldi, yer gök kaynadı, Dalgalar gemiyi, zorda koymadı, Yolcular, altı gün, zahmet duymadı, Yedinci gününde, fırtına dindi. İlk komutu veren, son emri verdi, Dalgalar duruldu, sükûna erdi, Bedenin zerrece, kalmadı derdi, “Göklere tut” dendi, “yere yut” dendi. Tevhitle, âlemin seyrine daldık, Ağyarı terk edip, yâr ile kaldık, Bereketle dolduk, selamlar aldık, Ruh galip gelerek, nefisi yendi. Tecelli edince, gaybi kazalar, Yaralı gönlüme, güldü fezalar, Cüdadan kurtulup, bütün azalar, Nihayet, cömertlik dağına indi. 12.11.2011…Mustafa Yaralı |
saygıla.