Dolunayın Tutulduğu GeceŞiirin hikayesini görmek için tıklayın (*) Ayla:
Ay ve kimi yıldızların etrafında görülen ışık halkası. Hale olarak da bilinir. Bir Ay doğdu geceye dolunay evresinde, Kadir birden dört yıldız dolandı çevresinde. Semavî atlasına süzüldü nurlu beden, Gece karanlığına gündüz gibi hükmeden. Hilâlin büyüleyen zarafetinden beri, On dördünü bekledi nur kürenin çemberi. Kudret ibrişiminden sırmalanınca ayla,(*) Hem dolunay hem tacı büyüledi sırayla! Göz bebeğinden kalbe süzülen bu şöleni, Keşke hiç görmeseydim zifir ile böleni! Yarısına denk düştü gece ile gündüzün. Önce sinsi bir gölge tutundu çeperine. Gecenin mavisini sonra ziftleyen hüzün, Yüzünü perdeleleyip indi daha derine. Rüya gibi bir gece sonsuza aksın derken, Kader büyüyü bozdu şafaktan daha erken! Gümüş sırrı tepsiden döküldü lime lime, Her mısranın içinde yas bağladı kelime! Bir daha da vermedi seni yutan karanlık, Hayallerime bile konan umut bir anlık… Yer ile gök arası bir yerlere savruldum, Tenimi buz keserken yüreğimde kavruldum. Sanki rüya içinde rüyadan uyanışım; Bir ömür sürer artık kor ile bu yanışım! Ey zifir tüneline nur damlatan çırağan, Gönülde bulutlanıp sen oldun gözden yağan! Yanık simlendi adın kalbimde her milime, Sevdan korla resmini göğsüme perçinledi. Kalbimden süzülerek gözlerime dilime, İnen ağıdı bilsen kimler benden dinledi. Elem bulutlarını gözlerime dağıttın, Sen gönül imbiğinden damıttığım ağıttın: Deryanın almadığı gönlüme sığmış kader, Hasret kurşun yükünü başıma yığmış kader. Sen gideli üstüme çöküyor feza Kader, Dumansız yanar kalbim bu nasıl ceza kader? Aşkın şeffaf hançeri şu göğsümü bir yarsa, Açıp göstersem sana içinde her ne varsa… Alevin damlaları gönlümdeki nârından, Damla damla düşüyor bulutlu pınarından. Gözlerimden sayfaya süzülür hece hece, Gönül kalemi niçin seni yazar sadece? Aşkın şeffaf hançeri şu göğsümü bir yarsa, Açıp göstersem sana içinde her ne varsa… Bir bilsen ki yüreğim kaç sırrı birden saklar, Dört gizemin her biri diğerlerinden üstün. Şiirlere lütfundan dilime hep yasaklar Diye mi Dolunay’ım gecelerime küstün? Feza ıssızlığına sıkılmış bir mermisin, Saçıversem sırrımı geriye döner misin? Sinemi mesken tuttu hepsi başka biçimde, Senden kalan ne varsa hâlâ saklı içimde: İlk bölümde ışıldar kusursuz elmas kesim, Pırlantaya gizlenmiş sana ait bir resim. His teli demetini içten içe kemiren, Gönül kurdu yaşıyor kemirdikçe semiren. Kızıl bölge tutuşmuş lâv selidir al kanı, Ne yapsam da söndürsem içindeki volkanı? Son yer bir günlük ömrün kanayan dünyasıdır, Her gün yeniden açıp solan gülün yasıdır. Aramıza Dünya’da ahretin Sırat’ını Kim kurdu ki ruhumda dinmedi hiç med-cezir, Vuslata kanatlanan sevdanın kır atını, Kaderin satrancında ya şah vurdu ya vezir! Her varyantı kaybettim başlar iken umarsız, Bir tek günüm geçmedi felek ile kumarsız. Hâlâ peşimde benim feleğin şer yemini, Her adımda çökertti ardımdaki zemini! Bir yük var üzerimde ne güç ne kuvvet yeter, Gökyüzünün renginde gündüz geceden beter! Barışmadı kalbimle aklımın düşmanlığı, Yıllar siler mi bilmem duyduğum pişmanlığı: Keşke kırabilseydim gönlümün inadını, Dolunay vermeseydim keşke senin adını! Beden küle adanmış, gönül ihtirasına… Kader ben talip oldum Kerem’in mirasına! |
Merhaba,
Tek kelimeyle : Nefis !
Kutlarım ,saygılar !