Melikenin SonesiHicaz incilerinden, Isfahan’ın gülüne, Şîrin’in şirin yüzü ile düştü Melike! Gecenin perdesinden şafakların tülüne, Kafdağı zirvesine bile düştü Melike! Buzulların göğsüne kor düşüren ibrişim, Benim şimdi Ferhat’tan bile daha zor işim! Alev almış kâlplerin duramadığı yerde, Sis indi ufuklara hasretin perde perde. Vuslatın rüyasını gördüğüm her seferde, Gözlerime çekilen mile düştü Melike! Sayamadım kaç kere çekildi gözlere mil. Yolculuk olur derler, düşte dökülen remil. Sahra’nın çöllerinde sanma ki çilem doldu. Sam yeline karıştı bir parladı bir soldu, Uzağımda belirdi yaklaşınca kayboldu, Serap oldu vahalar, hile düştü Melike! Gözden ıraksın diye sanma kâlpten ıraktın, Ne serabın tutuldu ne yakamı bıraktın. Kaderin çizgisinden yol ulaştı Mısır’a, Hasretin geçmez günü el uzattı asıra, Gönül Mecnûn’a döndü Leylâ’nın ardı sıra, Fîzan’ın çöllerinden Nil’e düştü Melike. Akıl baştan uçsa da, asıl serap kalpte der. Yangındaki yüreği hangi zincir zapteder? Hıçkırık düğümünde seda bulmayan hece, Kirpiklere tutunan damla oldu sadece. Hicran tünellerine akıp giden kaç gece, Ayrılığın acısı dile düştü Melike? ... Yitik düşler şehrinde sence biter mi çilen? Bana hıçkırık yüklü bir ömürdür biçilen! Bir seda versen artık, işit melekler soyu! Sensiz geçen geceler zindandan daha koyu. Hicran asırlarından bana bir ömür boyu, Bestesiz bir soneyle çile düştü Melike! Varsın hecelerine hayat vermesin beste, Alev oldu mısralar okunan her nefeste! Ey Güneş’in tacını kıskandıran nur sima! Gel de benim bahtımdan geceye çığlık düşür. Aşkta hicranı kapan gönül neden daima, Buz içinde yanarken, alev koynunda üşür? ... On yıllık hasretimin goncasıdır hediyen. Sinemi mesken tuttun canevinde saklısın! Alevin rengi ile kâlbimde açtın diyen, Sitemi duydun mu ki dudağa yasaklısın? Efsunlu perilerin soyuna mahsus edan, Bir tek sevda sözcüğü demene mi engeldi? Öyleyse umut kıran sedan nereden geldi? Önümde sıradağlar, ardımda aksisedan: ’ Ey sevdanın ufkuna izinsiz akan atlı! Ne zirveler baş eğer, ne de atın kanatlı! ’ Sone ile biterken kavuşmanın rüyası, Elimden hiç düşmedi hasretin zehir tası. Önümde sayfa sayfa kayıp kentler atlası... Bilemedim ki hangi ile düştü Melike? Yitik düşler yolcusu çilelerden haberdar. Gene de son ömrünü sana severek adar. Aşk ateşi efsunkâr sönmez mahşere kadar! |
Merhaba,
Tek kelimeyle : Nefis !
Kutlarım selamlar !