ÇİN SEDDİgünden güne alıngan, kırılgan oluyor insan ve kuşkular dünyasında yavaş yavaş eriyor. bir güvensizlik duygusu sürekli, yorulmadan işgal ordusu gibi onun benliğine giriyor. özenle bellediğini sandığı tüm bilgiler sık elekten eleniyor deneyler masasında: inançlar nasıl başlar ve biterse neden biter, kurnazlığın payı nedir dürüstlük yasasında? doğrunun doğruluğunu doğrulamak zorunlu, doğar doğmaz doğruluktan fire verir doğrular. dostunun dostluğundan eminse insanoğlu, dostu onun dostluğundan emin mi onun kadar? sesini karşılaştırır tüm geçmiş sesleriyle, ihanet izleri arar görgülü saçlarında. ürker de yüzleşmekten kirlettiği sevgiyle gecelerce terler döker korku burgaçlarında. sonuçta insana kaçar gazabından feleğin, çünkü onun zekâsını siper sanır en yüce. eğilir de karşısında eşsiz mucizelerin ve yine de çin seddini yeğler hepsinden önce çok isterdim bir çin seddim olsun beni koruyan ürkülerden, korkulardan, hele de kuşkulardan. |