Yirmidokuz Yara
Çok uzaklardayım şimdi,
Sanma ki yoruldum ; Hala kolumda bir izdir,son kurşunun.. Masalı,asil kılan senin kalbindir Bakma sen,’kaçak’ sayılmam,başedemediğimden değil,, Sırtımdaki hançer,hala Beyrut’un gölgesinde ağlıyor.. Tüm kutsal kentleri , indirdim makamından, Alıp seni başkent yaptım; aşk ülkemin , pak coğrafsayında.. Sanma ; bu yara acıtır beni, Sanma ; bu kin,bu öfke kuşatır beni... Çok uzaklardayım şimdi, Sanma ki çıkmazdayım ; Hala yolumda mühürdür,senin gölgen... Ben bu ’dik duruşları ,için bilenirken’ senden öğrendim Bakma sen,’düşmanı dost bilmişim’,anlamadığımdan değil.. Göğsümdeki bu yara,hala taşınıyor ülkeden ülkeye.. Nereye gitsem,orayı sen biliyorum.. Sanma; bu yol,geri getirmeyecek beni Sanma; onların sevinci ,kursaklarında kalmayacak... Çok uzaklardayım şimdi Sanma ki açmazdayım. Bu kin yurdu,bu sersefil insanlık,bu sığ,bu kara yüzler, Sessizliğime bir isim bulmaya çalışan,anlamı anlamsızlığına gebe kalmış: bu hain yüzler.. Ben ALİ EVİ’nden doğma,iman aşkını ilk bilenlerdendir soyum, Sanmayın tutunamam,sanmayın bu aşkın susuzluğu bitirecek beni... İşte Paris’ten taşınıyorum, sonra Berlin’e göçüyorum. Sonra Viyana’ya ; her dağda ılık bir zerre bırakıyorum gözlerimden.. Sanmayın kendimden kaçıyorum.. O kadar çoksunuz ki,sizi içimden ata ata, bitiremiyorum... Hacıyatmaz gibi , kinle doğruluyorsunuz ,öfkeyle nefes alıyorsunuz. ’İçimde bir kız gezer :sarı gelin’ Mırıldanırken aklıma geldi, omzumda bir kesik kanayadursun... Trenler kalkarken,ömrümün virgülünden ,zaman da dursun... Sırrımı ,küçük masum bir yüreğe bırakmıştım, Bilmem ki sahip çıktı mı,sahipsiz kalmışlığıma... Yoksa O da,onlar gibi,gözlerim kapanırken, savunmasız anımda, Vurdu mu sırtımdan..? Ah sırtımda ne çok hançer izi,delik deşik yurdum, Sancılı ovaların yamaçlarına,acılar serpiyorum,heybemden Yeşersinler diye bir kez daha,tohum tohum aşk ekiyorum toprağa.. Tarih kokuyor şimdi kaldırımlar, yağmur bile sığınırken yaprağa.... İçimde ne çok dağlaşmış, kabuk kabuk yama : yirmidokuz yara.. Güvercinler söylesin,ömrüm yetmezse, ’’Masumdu onun yüreği,bu kadar oyulmasaydı eğer, Terketmezdi seni,yarası dağlanmasaydı eğer’’ Çok uzaklardayım şimdi, Hapsettim kendimi , Son cemrem düşmeden toprağa, İyisi mi,bekleme beni !!! SİBEL EŞİYOK |
Masumdu onun yüreği, bu kadar oyulmasaydı eğer
Terketmezdi seni; yarası dağlanmasaydı eğer’’
Ne güzeldir şiirler; ne güz/ellerdir bizim diyar... sevgiyle selamlıyorum