DÜRR-İ YEKTAM SEN MİYDİN
Adını gördüğümde yanarak eridiğim
Kalbi nurla aklanan Dürr-i Yektam sen miydin? Yazdıklarına bakıp iz sürüp yürüdüğüm Nehirlerde saklanan Dürr-i Yektam sen miydin? Çölde ayaz gecede semada mah yüzünle Sabah seher vaktinde ruh okşayan sözünle Sevgime adadığın; gece ve gündüzünle Asırlardır beklenen Dürr-i Yektam sen miydin? Ararken okuttuğun şiirlerde kendimi Coşarak seller gibi akıp yıktım bendimi Buldum mu? Bilmem yoksa. Mecalim tükendi mi? Ahirime yüklenen Dürr-i yektam sen miydin? Dinle; İki kutup var âlemdeki her şeyde Artı, eksi; neyzenin ahını dinle neyde Aradım ışığını hem güneş hem de ay’da Yüreğimde köklenen Dürr-i Yektam sen miydin? Kuyunun içindeki sırlara gark olarak Güçlerin dolup taşıp aktığı ark olarak Aydınlanan dünyamı döndüren çark olarak Yaşamıma eklenen Dürr-i Yektam sen miydin? Güneri Yıldız (Gizemli Kent, 04.06.2011) . |
Kutlarım, selam ile