SEN MİYDİN KUYUDA DİPSeni duydum geceler gibi karanlık Mağaralarda yaşarken henüz İlkellerin aşkı algıladıkları biçimdeydin Gelişmemişti insanlık Gözlerin avlamak için kıstırdığın Kaplanca av olduğunu anlayınca düştüğün dehşeti Anlatırcasına açılmıştı *** Seni gördüm yorumlanmamış Tufanlar çağrıştıran rüyalar içindeydin Ürkek bir duyguydun, içine bastırdığın Elinde zeytin dalı Üstünde uçuşan beyaz güvercinlerle Bana doğru gelirken Seni gördüm edalı Dün gece, sokakta tek başımayken Bilmiyordum az sonra Çıkmaz olacağını, ayalarında yürürken *** Seni içtim bir meyhanedeymiş gibi Zil zurna sarhoşken sanki kadehime Düşen kelebeğin sen olduğunu fark edemeden Karşımda oturan hayaline,”şerefe” bile demeden Seni içtim, sana susuz bir haldeymiş gibi Ve bir akşamüzeri yaşadığın kentin ufuklarına takılmış gözlerle Elimde kalan sadece yorgun iki büklüm bir beden Ve şehrin soğuk gecelerinde sokakta yürürken Şafağa kaskatı kesilmiş bir halde çıktım Kimsesizliğime aldırmadan Seni düşündüm saçımdaki aklarda tek tek seyahat ederken Zaman çok mu geçmişti Gelmedin, gelemedin mi yoksa? Neden? *** Şair mısralarında aşk başkadır Masalların Anka’sını bulamadım Gidemedim Kaf Dağına Züleyha’yı andım düşlerimde tek tek bakıp kuyulara Yusuf oldum, kendimden izler aradım Deve çıngıraklarını buldum çölde, çoğu çürümüş Vurmadım sayılara *** Turnalara rastladım kanadı kırık Haramilerin sayısı neden acaba kırk Ve çölde susuz kuyularda dağılmış çıkrık Üzerine dolanan çürük ip Ben miydim Yoksa Sen miydin kuyuda dip Güneri Yıldız (Elazığ, 16.10.2011) |
Seni duydum geceler gibi karanlık
Mağaralarda yaşarken henüz
İlkellerin aşkı algıladıkları biçimdeydin
Gelişmemişti insanlık
Gözlerin avlamak için kıstırdığın
Kaplanca av olduğunu anlayınca düştüğün dehşeti
Anlatırcasına açılmıştı
***
Seni gördüm yorumlanmamış
Tufanlar çağrıştıran rüyalar içindeydin
Ürkek bir duyguydun, içine bastırdığın
Elinde zeytin dalı
Üstünde uçuşan beyaz güvercinlerle
Bana doğru gelirken
Seni gördüm edalı
Dün gece, sokakta tek başımayken
Bilmiyordum az sonra
Çıkmaz olacağını ayalarınla yürürken
***
Seni içtim bir meyhanedeymiş gibi
Zil zurna sarhoşken sanki kadehime
Düşen kelebeğin sen olduğunu fark edemeden
Karşımda oturan hayaline,”şerefe” bile demeden
Seni içtim, sana susuz bir haldeymiş gibi
Ve bir akşamüzeri yaşadığın kentin ufuklarına takılmış gözlerle
Elimde kalan sadece yorgun iki büklüm bir beden
Ve şehrin soğuk gecelerinde sokakta yürürken
Şafağa kaskatı kesilmiş bir halde çıktım
Kimsesizliğime aldırmadan
Seni düşündüm saçımdaki aklarda tek tek seyahat ederken
Zaman çok mu geçmişti
Gelmedin, gelemedin mi yoksa?
Neden?
***
Şair mısralarında aşk başkadır
Masalların Anka’sını bulamadım
Gidemedim Kaf Dağına
Züleyha’yı andım düşlerimde tek tek bakıp kuyulara
Yusuf oldum, kendimden izler aradım
Deve çıngıraklarını buldum çölde, çoğu çürümüş
Vurmadım sayılara
***
Turnalara rastladım kanadı kırık
Haramilerin sayısı neden acaba kırk
Ve çölde susuz kuyularda dağılmış çıkrık
Üzerine dolanan çürük ip
Ben miydim
Sen miydin kuyuda dip
Güneri Yıldız (Elazığ, 16.10.2011)
Duygusal bir sevgi şiiriydi şairimizi ve şiirini kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.