BUNA BİR İSİM KOYMALIKesif bir ağrıda yakalandım gözlerine Durgun, su yeşili, bahar dalı… İçime yürüyen bir gülümseyiş Dudak kenarında kayıtsızca… Hangi günden kalmışlığım, böyle derbeder, Bunca isyan, bunca keder… Buna bir isim koymalı Uzak bir çağrışımın halkalarınca, daha da uzak… Ruhsuz bir dehlizin iki yanından akan gölgeler gibi… Duvarlara sinmiş mazi arasından süzülüp geçer gibi. Eski bir sevgiliden yadigâr son bakış Aşka and içilmiş günler ertesi Sahte sözlere yenik, tutulmamış yeminler gibi. Buna bir isim koymalı. Ulu orta karşıma dikilen hayaline Bir çift söz, kelimelerin ağzımda ufalandığı. Kirpik arası gâzâ, bir damla yaş uğruna, “Gözümden dem-be-dem bağrım ezip yaşım gibi gitme…” der gibi. An durmuş, öylece kalakalmışım boşluğunda Ardından sızım sızım baktığım sen… Bir başka sûrete bürünmüş, bekleme derkenarımda, Hasrette bırakıp gönlümü, ağrılarla saplanma bağrıma. Kapat gözlerini, Bakma. Melâli giydiğim bu sonbahar kızılında Kimin gözleriyle dokunuyorsun bana? Kimin sesiyle sesleniyor Kimin gamzesinde gönlüme tuzaklar kuruyorsun. Gülme öyle, akan yıllar gerisinden Gülme, Alışık değilim baharlara. OLCAY GÖKÇE (AMASYA/2011) "Şiirime bu payeyi veren seçki kuruluna ve destekleriyle günüme renk katan bütün şair arkadaşlarıma çok teşekkür ederim." |