Dönelim, Dönmenin yenilmek olmadığı tüm dönüşlere...
Yasal hüzünler ediniyorum Yüreğimde üşüyen ilkbaharlardan Üfleseler sönecek soluğum direnişimin sembolüyken Yeniden tanımaya çalışıyorum yeşilinden yaprağı Mavisinden göğü Kuşkanatlarının Islaklığından bulutları Kim anlatacak ya da kim sürecek diyorum sonra yüzümün akşamına alaca sevinçleri Kim öpecek çocukluk hüzünlerinden o çatallı s/esimi?
Yüzümde potin izleriyle öfkemi kaleme bırakan anıların buz gülücükleriyle Ağrılarımın rengini arıyorum. Dilsiz yastıklarda boğum boğum yankılarımın eşkıya salınımı Yutağımda sızlanan nargile heveslerimin genzimi arşınlayışını Hibe ederek yalnızlığıma Yalın bir yükü sırtlanıyorum Zulamda kapitalist bir mermi idelerle Vurduruyor bana beni ellerim…
Kaç vakittir bilmiyorum Ya da anımsayamıyorum Ölü serçelerin ayrılığı ezber eden gözlerinden öpüyorum Sırtımda ki kambura iki cümle karalıyorum
Ölme der misiniz?
Ya da siz bilirsiniz…
Çamura saplanan mısralarımın pabuçlarımda Topuksuz söylenceler Öyle böyle değil Kimsesiz bir yolda dal budak olmadan derin ve sessiz yaşamak var Koşmak var kuraklığınca toprağın nasırlı akşamlarına Yıkımlara/ kıyımlara uğrayan bir yüreğin sazendesinden dökülen akustik armoniler gibiyim Öylesi tiz Kendine eş/siz Kendine s/essiz…
Susmaktan yorgun düşmez mi insan Kelam sarfiyatından bitap ve taş basmaktan yorulmuşken yüreğe… 7 yaşında bırakmışken sevinçlerimin boğazında pembe bir boğum Sarhoş hükümlere berdel etmiştim akl-i selim gülüşlerimi Hangi yanım büyüyor bilmeden Koştum yenilgilere Ve dilimden akan hüznü soluyorken şimdilerde yedi renk Anka’nın gözlerine bıraktığım emanet savunmalar Alev misali bileklerimi yakıyor Simsiyah yürek yerim.
Ciğerlerimde suskunun çengeli takılıyken Örtüyor yaralarımı aç kurtlar Ç/akıl taşlarını serip göz yoluma Süzülürcesine sualler boğmakta hüviyetimi Ertelenen özlemlerin güne bakan yanından Bükülen sükûnetimle gözü yüreğe değen ateşler içindeyim… /Noktalar esir alırken tümcelerimi Tamlayanı, tamlananı, yüklemi olmadan hiçbir cümlenin Tüm soru işaretlerinde can’ımın yükü Üç nokta yol alıyor/ …
Sana bana bize mecbur roller ezberliyorum desem de Bezgin hallerimin veryansın çığlığıyla sendeliyorum Sahnemde payıma düşen aciz replikle Küflü masalları atıp çöplüğe Kurtulup kurtlanmış sanrılarından yaşamın Yan yana iki zerrenin okyanus umudu var içimde Mert söylenceyle…
Ölmeyi bilmek umudu sırtlanmaktır öyle ya Ağzımdan kopan zemheriye binaen Esmer bulutları pencere ardında g/izliyorum Üşüyorum D/üşüyorum İncelikle ilmek atıyorum yağmurlu rüzgârlara Döküldükçe mürekkep sularına Saz kıran suskularımdan bir ülke uyandırıyorum…
_Xızır dilinden diledim mat olmuşluğumun temyiz ikrarını Griye çalan kentlerin sarı mevsimlerinde Ezikliğini seyrettiğim barış güvercinlerinin gagasına bıraktım devrim türkülerini Kanatlarına Asarak gözlerimin nemini_
İmgesel uyanışla dilimin kemiğine ezber koydum tarihçesini yanılgıların Bu kaçıncı kurgusu beynimin bilmeden adımlarıma Bir meşale daha yakıyorum seri atlayışlarına ömrümün Çelmesi değecek fersah fersah deli kanıma Biliyorum ve bildiğim kadar salkımsöğüt dökülüyorum Düşeceğim yine sığ sularına ince ipliğiyle vicdanımın Kirpiklerimin de tüten ölüm dumanına ezik bir heves veryansınıyla Ayakucumda dilsiz bir akşamüstüyle helalleşip Dilime konuk bir türküyle düşeceğim gökyüzünün kıvırcık örtüsüne Tutun Tutun da kaldırmayın beni bir daha Allahaşkına…
Şimdi sevginin ayakucunda kekeme uçuşuyorken kelebekler Güne mi çıkıyoruz başak sarı Yoksa gömülüyor muyuz geceye hüzün boyu Nedir bu köpük köpük ihtişamı göklerin Nedir bu gittikçe ağırlaşan adımların gök gürleyişi Ne olur anlatsın bana biri?
Geçiş izni verdim tüm cevaplara/olasılıklar hakkı saklı olmak kaydıyla.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Öl/me Der misiniz? şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Öl/me Der misiniz? şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
toprağın nasırlı akşamlarında ellerimiz kanar oldu bir hüzün sesine gark oldu etrafımız göçük eyledik yurdumuzu kalbimiz enkazlarda silinmiyor karanlığın izleri yüreğimizden bir el etsek gelir mi ki Hızır, alır mı bizi bu girdaptan çekip alır mı ki?
"Ağrılarımın rengini arıyorum." / her dilde aynı değil mi Hazall ağrının rengi kızıl...
Müthiş diyebileceğim bir şiir önünde eğiliyor kalemim, eyvallah canım.