Kaybedişlerin Bej Renkli Sensizliğin de Ağır Romanlar Biriktiren Mısralar
saçlarım frenk yorgunu bir duman esintisi sahilde birkaç el görüyorum hepsi beyaz yakalara el sallıyor içten odamın en dağınık yanı hep batıya bakarken bir gül kokluyorum sabah ezanlarında elimi tutup çeken bir melek oluyor vagonlar son treni oysa kaçırdığımı biliyorum diz çöküp, şiir gibi ağlıyorum.
imha edilmeyi bekleyen fotoğraflarımın olmayışı güzel ama ağır ağır sürüklenen ekim suçlu yüzüme karşı adımın bir sonra ki yürüyüşünde özlemler kimliksiz fışkıran bir çocuk oluyorum yine cüzdanım babamın ellerinde oyuncak badirelerde bağdaş kurmak kadar acayip resitaller dişlerim kadar kirleniyor hayat her gün bir gülüyüş biriktiriyorum komşunun çocuklarına daima beni bekleyecek sözler veriyor çıkmaz sokakların ilk kuralı hiç girmemek iken; yürüyüşlerim çıldırıyor yol yol her cumartesi akşamı sanki yürekten bağlıymışım gibi kaldırımlara çarpılan mermilerin tok sesli faşisti sesleniyor adımı duymaya az kala bir ölüm daha uzaklardan kirlenen parmaklarımdan kan akıyor, susuyorum.
yeni bir profil doldurmak için umut tezgah açmışken insanlar seçiyorum belleğimden hiç tanımadığım aşk dediğin bir yalandan başka değilse hiçbir şey bir de üzüntülerden dökülüyorsa yer yer yorgunluk; ağırdan aklımı sahile oturtacak çareler öksürüyorum fışkıran yaprakların hışırtısında dostkahveleri hayal bir de üstüne meyal dökülürken demi arkası boşluğumun odamın en temiz yanına ağ kuran örümcek kadar asil oluyor uzun uzun yalnızlığımı öpüşlerim bir bayram akşamı toplanan misafirler her yerde tamburlar çalınır gibi misafir ediyor şekerleri tel lokumlarıyla kardeşim ellerimde yine parasızlık bir şeyim değil eylemlerimin sonuncusu kadar gurur duyarken polisler çağırıyor adım başı gölgemi bu sefer başka bir yandan çalıyor g minor uzun düşünmelerin şeyi kaçmış hayattan kısaca kesiyorum k/elimi.
çok da umurundaymışçasına yine aynı sahneye çıkmaya cesaret ediyorsun ne güzel ben sürüklenmenin yanağına öpücük dolduruyorum her sabah ve her gün sensizliği izler gibi donup kalıyorum haberlerde.
keşke bir yolu olsa, ama insanın elinden ancak bu kadarı gelebilir çok istemiş olsam da; bir daha gelmem deyip şu ekşi suratlı yaşlı dünyaya ağırdan ayrılığa ölüyorum.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kaybedişlerin Bej Renkli Sensizliğin de Ağır Romanlar Biriktiren Mısralar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kaybedişlerin Bej Renkli Sensizliğin de Ağır Romanlar Biriktiren Mısralar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yeni bir profil doldurmak için umut tezgah açmışken insanlar seçiyorum belleğimden hiç tanımadığım aşk dediğin bir yalandan başka değilse hiçbir şey bir de üzüntülerden dökülüyorsa yer yer yorgunluk; ağırdan aklımı sahile oturtacak çareler öksürüyorum fışkıran yaprakların hışırtısında dost kahveleri hayal bir de üstüne meyal dökülürken demi arkası boşluğumun odamın en temiz yanına ağ kuran örümcek kadar asil oluyor uzun uzun yalnızlığımı öpüşlerim bir bayram akşamı toplanan misafirler her yerde tamburlar çalınır gibi misafir ediyor şekerleri tel lokumlarıyla kardeşim ellerimde yine parasızlık bir şeyim değil eylemlerimin sonuncusu kadar gurur duyarken polisler çağırıyor adım başı gölgemi bu sefer başka bir yandan çalıyor g minor uzun düşünmelerin şeyi kaçmış hayattan kısaca kesiyorum k/elimi.
Yüreğinize,kaleminize sağlık güzel bir şiire imza atmışsınız tebrik ediyorum. Selamlar
elimi tutup çeken bir melek oluyor vagonlar
son treni oysa kaçırdığımı biliyorum
diz çöküp, şiir gibi ağlıyorum.
çok güzeldi kardeşim sevgi ile kal ....!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1