El / Eylül!...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu Vedâ Sana Değil...
Eylül’e..
Kurumuş bir Eylül Yaprağıydı Veda,
Ayrılmış yüreklerde. Ayrı’ydı işte her şey.. …El’di O artık El olmuştu… Eylül’ün Son’uydu Bu Sevdâ’nın Son’u.. Kurumuş dudaklarda.. Nasır tutmuş çatlayan yüreklerde.. … El’di O , El Yüreğiydi.. Kurumuş bir Yapraktı avuçlarındaki Benim yüreğim.. Avuçlarında sıktığın yüreğimin yere düşen parçalarındaydı Saklı Sevdâ’m.. El’din işte.. Ellerinde yok olduğum… Eylül Soğuğu gibiydin.. Bir halin, bir haline uymuyordu.. Ben ne yapacağımı şaşırmış, ne yapsam olmuyordu.. El’din.. El’ele değildi ellerinin ellerimdeki dokunuşu.. Sana Vedâ etmek; Eylül’e vedâ etmekti.. Kuruyan yaprakların parçalanışıydı yüreğinden gitmek.. Kopan bir şeyler vardı içimde, Asla bir daha yerine gelmeyecek, El’imi asla tutamayacak bir El’din.. (..Eylül’dün… ) Resimlerimiz duruyordu Yan yana, Ayrılan her şey gibi, yıpranmış çerçevede.. Sen çerçevenin içinde ben dışındaydık, El’imde çerçeve, elim’de Sen , Ayrıydık.. B/Ölünmüş cümlelerdik artık.. Bir kez ayrıldı mı birleşemeyen, manasız kelimeydik Neresinden tutsan, manasız kalan, Birbirimizin El’indeydik.. El’dik.. Bu Vedâ Sana değil, Sen zaten El oldun.. Bu vedâ Eylül’e, Güneş’e, Ayrılığa.. Bu “Hoşça kal” el’i Sana değil, Yeni Ay’a “Merhaba” (Otuz-Eylül-İkiBinOnBir) Nevin Akbulut |
Olmaz olasıca bir şey,yüreğinize sağlık anlatım eşsiz :)