Ellerinde tarihin değişmez bir yongası; yaylım ateşe tutulmuşçasına korkuyorsam haklıyımdır elbet! gitmek çok kötüdür; ölme ne olur! -seviyorum bak hala, seviyorum seni...
Bırakma beni şimdi! Gitmiyorum dediğin halde gidiyorsan; Yalan söyleme eski günlerin hatırına, Kırma kalbimi. Tozunu bırakıp da ayrılığının, Defalarca aynı köşede ağlatma gözlerimi.
Yutkunduğum anda yine yoksan Ve sesleniyorsam hala ‘nerdesin’ diye; Dönüş yolları bırakmadığın gidişlerine bir bak!
-Bana gecenin en parlak yıldızını çalmayı öğretmeden Gözlerinden silercesine bırakma ellerimi.
Utanıp soramadığım kimseye seni, Sesini duyup, uzun zamanlar sonra geldiğin anda ki; O müthiş kıyamet gününe ait acının bir eşiyle Yakıverdiğin yüreğimde tekrar tekrar isteyip Ve de bekliyorsam hala her uyandığımda; Bir başka aşk var hala zemheri ayların koylarında. Hepsi bir başka, hemen hemen bir başka sayfada!
Kapıyı çok sert çekme, ne olur! Korkuyorsam, bir sebebi elbette var Ve sana inandırmaya çalıştığım birkaç aşk… Hiç söylenmemiş şarkılarımız adına O geçen gün kırdığın cam sürahinin En keskin parçasını hançer gibi gözlerinle; Gözlerinle bir saat kulesi önünde beklercesine aylarca; Deşme aynı yarayı, deşme defalarca!
-Bak! Son vapur nasıl da usul usul kalkıyor limandan Ve nasılda mutlu tüm martılar. Ama gidersen ağlayacak yeniden deniz; Yağmur yağacak gidişinle martılar uçmayacak artık aynı sahilde!
Etme, son nefesimi sana armağan ediyorum! Yitme!
Vapurlarda kamaralara yapışan yanaklardan, Otobüslerde cama çizilmiş suratlardan, Yıkık iskelelerden, Adalardan, Sahillerden, En çok da Beyaz şehirlerden; Sevgine ait bir seviş yeşertmişken düşünde; Şehrinden uzaklaşmaya yakın bir istasyonda Üşürken ellerim ceplerimde sımsıkı kendimle; Aynı rikkatli şarkının kokusuna bürünüp de Bak bir kez daha cenneti andıran gözlerinle!
Buna muhtacım şimdi, Buna hiç muhtaç olmadığım kadar muhtacım Ve yılgınım Ve kırık dökük Ve umutları yarınlardan sökük Trabzanları intihar süslü akşamlarda Herhangi bir şehirde yine seninleyim.
-Şairlerin elleri kolları bağlı memleket memleket Her nefesinde ölüyor şu aynada ki çocuk! Düşünmeni beklemek kadar sevmek gerek mi hasreti; Hem de sen giderayak; giderayak buralardan yine.
Olmayacak, Aklına koydun mu yaparsın; Sonbaharlarda bu da mı olacaktı Allahım!
Evet, evet şaka değil bu; Bir filme artist olmak içinde kamerada yok! Gidiyorsun; Bana ağlamayı öğretmeden, Bana içirmeden gözyaşlarını bir gün daha, Bana, bana bir daha ‘seninle sonsuza kadar’ demeden Bir çınar ağacına saklanmış çocuksu umutlarımı da alıp; Gidiyorsun…
-Geçeceğini umduğum tüm banklarda ismin yazılı Hepsi alfabenin son hecesine aşık; hepsi de delikanlı!
Eğer gitmeseydin; G i d e m e s e y d i n hani buralardan Arzın müjdesinde sırılsıklam saklanıp kalırdık seninle. Böyle mecnun, Böyle biçare saklanmazdım sokak sokak, Böyle olmazdı üstüm başım, Böyle boyasız kalmazdı ayakkabım, Her ayak izimde sana damlamızdı yağacak bir damla yağmur; Susamazdı kuşlar böylesine, ölesiye yanmazdım Ölmenin dahi bir manası olmadığı şu gidişinle!
-Adını sayıklıyorsam affet! Gitmene de karşı olamamak en kötüsü Kalmanda bir mana bırakmadığın gibi!
Avutulmuş çocukluğumla Annemi anımsıyorum dudaklarımı emerek; Ve biraz sevgi yayılıyor bedenime Biraz aşk Biraz ıslak da olsa umut…
Belli ki gitmek de artık moda olmuş Ya da onun gibi bir şey ardım sıra yüreğinde.
Soramıyorum artık Ve duyamıyorum sesini…
Asırların müjdesi gözlerimden yayılıyor şehirlerime. Yaprakların dahi intihar ettiği bir mevsimde; Gidişinle mana bulacak bu son intiharım.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gitmek Çok Kötüdür; Ölme Ne Olur! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gitmek Çok Kötüdür; Ölme Ne Olur! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yaprakların dahi intihar ettiği bir mevsimde;
Gidişinle mana bulacak bu son intiharım.
Bırakma desem?
Tamam tamam;
Yüreğinize sağlık...