5
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1650
Okunma

Ellerinde tarihin değişmez bir yongası;
yaylım ateşe tutulmuşçasına korkuyorsam haklıyımdır elbet!
gitmek çok kötüdür; ölme ne olur!
-seviyorum bak hala, seviyorum seni...
Bırakma beni şimdi!
Gitmiyorum dediğin halde gidiyorsan;
Yalan söyleme eski günlerin hatırına,
Kırma kalbimi.
Tozunu bırakıp da ayrılığının,
Defalarca aynı köşede ağlatma gözlerimi.
Yutkunduğum anda yine yoksan
Ve sesleniyorsam hala ‘nerdesin’ diye;
Dönüş yolları bırakmadığın gidişlerine bir bak!
-Bana gecenin en parlak yıldızını çalmayı öğretmeden
Gözlerinden silercesine bırakma ellerimi.
Utanıp soramadığım kimseye seni,
Sesini duyup, uzun zamanlar sonra geldiğin anda ki;
O müthiş kıyamet gününe ait acının bir eşiyle
Yakıverdiğin yüreğimde tekrar tekrar isteyip
Ve de bekliyorsam hala her uyandığımda;
Bir başka aşk var hala zemheri ayların koylarında.
Hepsi bir başka, hemen hemen bir başka sayfada!
Kapıyı çok sert çekme, ne olur!
Korkuyorsam, bir sebebi elbette var
Ve sana inandırmaya çalıştığım birkaç aşk…
Hiç söylenmemiş şarkılarımız adına
O geçen gün kırdığın cam sürahinin
En keskin parçasını hançer gibi gözlerinle;
Gözlerinle bir saat kulesi önünde beklercesine aylarca;
Deşme aynı yarayı, deşme defalarca!
-Bak! Son vapur nasıl da usul usul kalkıyor limandan
Ve nasılda mutlu tüm martılar.
Ama gidersen ağlayacak yeniden deniz;
Yağmur yağacak gidişinle
martılar uçmayacak artık aynı sahilde!
Etme, son nefesimi sana armağan ediyorum!
Yitme!
Vapurlarda kamaralara yapışan yanaklardan,
Otobüslerde cama çizilmiş suratlardan,
Yıkık iskelelerden,
Adalardan,
Sahillerden,
En çok da Beyaz şehirlerden;
Sevgine ait bir seviş yeşertmişken düşünde;
Şehrinden uzaklaşmaya yakın bir istasyonda
Üşürken ellerim ceplerimde sımsıkı kendimle;
Aynı rikkatli şarkının kokusuna bürünüp de
Bak bir kez daha cenneti andıran gözlerinle!
Buna muhtacım şimdi,
Buna hiç muhtaç olmadığım kadar muhtacım
Ve yılgınım
Ve kırık dökük
Ve umutları yarınlardan sökük
Trabzanları intihar süslü akşamlarda
Herhangi bir şehirde yine seninleyim.
-Şairlerin elleri kolları bağlı memleket memleket
Her nefesinde ölüyor şu aynada ki çocuk!
Düşünmeni beklemek kadar sevmek gerek mi hasreti;
Hem de sen giderayak; giderayak buralardan yine.
Olmayacak,
Aklına koydun mu yaparsın;
Sonbaharlarda bu da mı olacaktı Allahım!
Evet, evet şaka değil bu;
Bir filme artist olmak içinde kamerada yok!
Gidiyorsun;
Bana ağlamayı öğretmeden,
Bana içirmeden gözyaşlarını bir gün daha,
Bana, bana bir daha ‘seninle sonsuza kadar’ demeden
Bir çınar ağacına saklanmış çocuksu umutlarımı da alıp;
Gidiyorsun…
-Geçeceğini umduğum tüm banklarda ismin yazılı
Hepsi alfabenin son hecesine aşık; hepsi de delikanlı!
Eğer gitmeseydin;
G i d e m e s e y d i n hani buralardan
Arzın müjdesinde sırılsıklam saklanıp kalırdık seninle.
Böyle mecnun,
Böyle biçare saklanmazdım sokak sokak,
Böyle olmazdı üstüm başım,
Böyle boyasız kalmazdı ayakkabım,
Her ayak izimde sana damlamızdı yağacak bir damla yağmur;
Susamazdı kuşlar böylesine, ölesiye yanmazdım
Ölmenin dahi bir manası olmadığı şu gidişinle!
-Adını sayıklıyorsam affet!
Gitmene de karşı olamamak en kötüsü
Kalmanda bir mana bırakmadığın gibi!
Avutulmuş çocukluğumla
Annemi anımsıyorum dudaklarımı emerek;
Ve biraz sevgi yayılıyor bedenime
Biraz aşk
Biraz ıslak da olsa umut…
Belli ki gitmek de artık moda olmuş
Ya da onun gibi bir şey ardım sıra yüreğinde.
Soramıyorum artık
Ve duyamıyorum sesini…
Asırların müjdesi gözlerimden yayılıyor şehirlerime.
Yaprakların dahi intihar ettiği bir mevsimde;
Gidişinle mana bulacak bu son intiharım.
Bırakma desem?
Tamam tamam;
Ölüyorum...
5.0
100% (8)