BıkmışımHakikati, bilen varsa anlatsın, Hikâyeden, rivayetten bıkmışım, Yağmasa da, hiç değilse damlatsın, Ham sözlerden, bidayetten bıkmışım. Bakıp, bakıp, riyakârın yüzüne, Mukallidin, ezber olan sözüne, İnsan olup, insanlığın özüne, Sadakatsiz, ihanetten bıkmışım. Kendisini, Kaf dağında zan edip, Bilgeliği emmare’ye şan edip, Onu bunu, zemmederek tan edip, El âlemi şikâyetten bıkmışım. Sel suyu var, içtiğimiz şerbette, Aç kalırım, ruhum doymaz elbette, Tat vermeyen, muhabbette, sohbette, Niza dolu, nihayetten bıkmışım. Çoban olup, üç koyunu gütmeyen, Çile çekip, ağzı burnu sürtmeyen, Bülbül gibi, gül dalında ötmeyen, Karga huylu, hitabetten bıkmışım. Konuşurken, daldan dala atlarken, Şişe şişe, balon gibi patlarken, Dinlemekten, sabır taşım çatlarken, Sükûnetten, metanetten bıkmışım. Hakikatten, gerçeklerden, hep kaçıp, Önlerini göremezler, göz açıp, Müneccimce, gelecekten söz saçıp, Yerli yersiz, kehanetten bıkmışım. Yükseklerden, aşağıya inmeze, Bir damlada, fırtınası dinmeze, İnsanlıktan, anlamaza bilmeze, İncelikten, ferasetten bıkmışım. Zengin amma, yoksul gibi ağlayan, Bütün suçu, iktidara bağlayan, İnadıyla, yüreğimi dağlayan, Yalan dolu, sefaletten bıkmışım. Az gelip de, iki maaş yetmeyen, Tuvalete, arabasız gitmeyen, Kıyas ile kendi derdi bitmeyen, Kepazelik, rezaletten bıkmışım, Bulduğuna, kanaatsiz insanda, Hak ve hukuk, şükürde yok vicdanda, Tatildeyken, bahsettiği zindanda, Özgürlükten, esaretten bıkmışım. Teklif ettim, kalleşine erine, Alın beni, kendinizin yerine, Yaralıyım, inmeyince derine, Kılükaldan, cehaletten bıkmışım. 26.09.2011…Mustafa Yaralı |