Asma Yapraklarında Yıllanıyordu Aşk
Vurgun yemiş dalgıcın
Parçalanan ciğerleri Ta ortadan yararken yüreğimizi Babasını kaybetmiş yetim çocuğun feryatları Titretiyordu seni düşünürken bedenimi Gülüşün, gamzelerinde soluklanıyor Güneş soyunuyordu yeryüzüne Ve Aşk adına giydiğimiz mintanlar Dar geliyordu üzerimize Tenimiz ayrılıklara yol alırken Gözlerimizden hüzün yağmurları Boşalıyordu ellerimizden topraklara Suskun duruşlarımız, kumru bakışlarımızda Kanat çırpıyordu uzak diyarlara Tapınak şövalyeleri geçiyordu otağımızdan Ve Doru taylar soluklanıyordu aşk sunağımızda Suyun akış yönünde ilerliyordu Ayrılık kervanları Hüznün Hüzzam şarkıları söyleniyordu kulaklarımızda Yüreğimiz her atışında titretiyordu asumanı Sevdamız balçığıyla sıvıyordu Gökyüzünü Yağmurlar dinmiyordu yeryüzüne Riyakâr geceler yalnızlığımızda Örtüyordu üzerimizi Faili meçhullerle sonlanmış cinayetler Derebeylikler kuruyordu tenimizde Avcı ateşlerinde yakıyordu yüreğimizi Zaman tuzlu dudaklarımızın Çatlaklarında tükeniyordu sevgili Ve Asma yapraklarının arasında yıllanıyordu aşk Nemli mahzenlerde geleceğe dinleniyordu Ayaklarımız Suskunluğumuzu bozuyordu gecenin Özünde Ayrılık sırtımızdan vuruyor Düşürüyordu bizi yeryüzüne Nefesimiz bedenimizde titriyor Avuçlarımızın arasında başımız Eğiliyordu önümüze Dudaklarımız kilitleniyordu sanki sevgili Son öpüştü bu belkide Yüreklerimiz susarken ellerimize Gözlerimizde babasını kaybetmiş Yetim bir çocuk ağlıyordu Sanki sevgili Ayrılırken tenimizde |
ilerliyordu'' daha uygun olur gibi geldi bana(öneri).Sevgi ve saygı...