Çocuklar Parklarını Taşlarken
Sokaklar dinlemedi
yalın çıplak ayaklı insanlar yordu umutlarımızı umutsuzluklarımız ters köşeye düşürüp nefessiz anımızda yarınımıza boğdu hicret ölüm değilmiş hicret Arasat denen ölümün ta ötesinde ıssız bir yerde konaklamakmış anlamak düşünmek hayal ötesi fırtınaymış anladım göçün ardı göçe gittim karlı iklimlerin donunda çözüldüm lakin dimağımın tortusuna yenildim martı çığlıklarının feryadında dalgaların kıyıya çaresizliğini dinledim yalasalar da kumsalları kendi içine çekilişlerini sessizce izledim bezginlikleri sakinlik değildi kan emici yarasalar misali kudururken sular kayaların döşünü yararken gördüm gövdesi çürüyen gemileri alıp gittiler gücüm ömürlerin pasını silmeye yetmedi çocuklar taşlarlarken parklarını yetimlerin sofrasına azıksız gömüldüm ayıp oldu ezdim taşla koca ormanların başını kuşlar konacak dal bulamadı yaktım limanları yamacıma uğramadan gitti takalar ve tadını bilmediğim yağmurlar toprağı kurutup çorağa düşürürken sessiz çaresizim şimdi kan emzirirken ortadan yarık dudaklarıma |
Çocuklara gülmek yakışır...
Bahattiin KARAKOÇ’A Allah’tan rahmet diliyorum…
Huzur şiirdedir…
_______________________________Saygı ve selamlar..