kısa zaman ikilemi (kaktüs ağrısı)çok iyi tanımıştı/n beni kısa zaman..da ? böyle söylediniz.. ’’sen’’ olduğunu dahi bilemedim.. zaman boşluktu.. bir ay büyüklüğünde hatıran düştü içine.. nasılsa/ can kırıkları batmış yüreğine.. hâlâ anlayamadığım... duygularını, tümcemin kaosuna yükleyip gitmiştin.. ’’çok sevdiğini sanmıştım, seni sevmediğime inanmışsın’’.. gönül diline bağlıymış aşkın metafiziği bırakmadı nohut kahvesi içimli gözlerini.. tutku mahzenine yığılan senelerle/ kederli sevdam oluk oluk aktı, özrün saçaklarından... elemin pınarına bir katre dahi değmemiş.. gerçek miymiş sızılarım,benliğin hiç sezmemiş.. sesi kısıkmış feryadımın,bağışlamana yetmezmiş.. aşık kimliğim, ruhunun en kurak yeri, varlığımın hiçlik darası telaffuzu adım,dilin yarası sevgimse zaman çölünde biten kaktüs ağrısı/ymış.. bilmelisin ki.. sonsuz boşluğunda,aşk/yalnızca aşkı tanır.. maddi hükümlere karışan,bilgi/kısa zaman ikilemi.. dayatır koşullarını.. tanıdığınız ’ben’ o yum işte.! haklısınız.. gerçeğin yükü ağır gelir her daim.. benzemez,pembesi tozuyan bulutlara.. evet çok sevmiştim/belki taparcasına.. ebedi aşk bürünmüş müydü içimdeki yalnızlığa, zaman/sız boşluğuna.. aklımın esrik yürüyüşünde/ havalesi gidiyor sen’li günler sorgusuna... iki şiir aynı ânda yazılmıyor.. herşeyin boş olduğunu düşünmek boşluğumu doldurmuyor... |