Yalnızlık Çağının ÇocuklarıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Biraz Evvel
Kasım 2010
uzağım, uzaksın, uzak
yabancı kalır, aşk dipsiz bir kuyu sinmiş yüreklere delice bir acı bitmez gölgelerin aceleci istilası aç parantez, hayale kıvrılan sokaklar sokak uçlarında ılık rüzgâr rüzgârda fısıldanan sözler var elleri yorgun, teni yorgun adam ve kadınlar kapa parantez, soğuk yataklar bir sigara içimi , aşk bu kadar nereye gitti görkemli sevdalar susuyorum, susuyorsun, susuyor yalnızlık çağının çocukları kalp kırışıklıklarına rağmen avuçlarına konan her ayak sesine suyu gören çiçekler gibi açıldılar yüreklerini aşan şiirler yazdılar eksilen yanlar belki tamamlanırlar benim aşkım, senin aşkın, onun aşkı önce keyifli naralar sonra boşluk, hep boşluk var ofluyor, pofluyor gecenin dolunayı birazdan başlar kırık düşler ağlayışı hayallerin üzerinde yürüdük yine uyudum, uyudun, uyudu ah! hiç uyandırmasalar korkuyorum, korkuyorsun, korkuyor içimizde sakladıklarımızdan kırık dökük, yoksul, yabansıl tüm anlamlar sözsüz dualar, yönsüz ibadetler ve aşksız sevişmelerimizle karanlıklardan karanlığın soldurduğu gözler hayal bile edemeyecek kadar uzakta olan mavi gökyüzünü arıyorlar özledim, özledin, özledi yarılsa göğüslerin gönül çeperi aydınlık apaydınlık ömrü özgür bir çocuk doğsa ışığı kendinden, güneş parçası sureti kor, içi akkor hüsne giden sevdaları yaşasam, yaşasan, yaşasa yaşa.. Canoma Teşekkürlerimle |
doluca sayfada şiir
sağlıcakla