Geçtim mülkü fenadanYüzünü görmek için, kul köleyim ben ona, Kutlu bir nazar edip, özüme baksın diye. Sayılı nefeslerle, ermeden ömrüm sona, Harman olan gönlüme, közler bıraksın diye. Hararetten sarartsın, soldursun güllerimi, Aşkıyla ateşleyip, savursun küllerimi, Mansur gibi her zerre, söyletsin dillerimi, Kalbim azar duymasın, “benden ıraksın” diye. İzbe karanlıklardan, ikramıyla, ihsanla, Rahmetle, merhametle, lütfederek inam’la, Zat’ı akdesinden gelen, fırsatlarla, imkânla, Bütün hücrelerime, nurunu yaksın diye. Dağılan küllerimi, cem ederek toplasın, Beni bende koymasın, varlığıyla kaplasın, “Bu kulumdur” mührünü her vasfıma saplasın, Hızır’a teslim edip, “ona çıraksın” diye. Enfüste ve afakta, sükûnda harekette, Ziyade nasiplesin, her kutlu berekette, Yürüyorken, koşarken, uçarak, sekerek de, Sadakat zincirini boynuma taksın diye. Her zaman niyazım var, imdat için Huda’dan, “Vuslatını daim et, kurtar diye cüdadan” Yaratanın aşkıyla, geçtim mülkü fenadan Gönül kapımı açtım, ruhuma aksın diye. İçerimde kalmasın, şirkim, zannım, güm an’ım, Gerçek şahadetinle, geçip gitsin, her anım, Yaralıyı bağrına, esirin et cananım, Eyvahlar etmeyeyim, candan uzaksın diye. 06.09.2011…Mustafa Yaralı |