-Bazı aşklardan şiir, bazı aşklardan bataklık kokan bir nehir çıkar. Önemli olan, timsah ile insan arasındaki farkı bilip, bilmememizdir.-
Rüyadan sarkan bir ipe benzerdi elin ince kuş tüyü rüzgârlardan kopup gelen göğümün saten parıltısındayken dikiş tutmaz yüreğin bir güle benzerdin sessiz ve öylesine
seni kendime nişanlamadan az zaman önce tuttuğum bütün silahların demirinde soğudu nabzım akşamı arşınla ölçerken gök beyaz kuşlar demirinde soğudum tutuklanmanın ten utangaç ruh asiydi biraz
ışıkların kir tuttuğu bir kıyı şeridi gibi inadına kaç mühürlü serinlikle yıkandı göğsüm denizin kumuyla resimlendiğimde naif bir şairken daha anladım senin ben olduğunu tutsak bir kadının inleyen sesiyle kırılırken içimdeki testi bilmezdim gözyaşımın ölçülemeyeceğini katran katran dirilirken düşümdeki buhran annemden babamdan dostumdan utandım
kısa ömürlü filmlerin ölümsüz figüranıydın sen her sahneyle büyüyen bir kez daha beni bir tuvalin sonsuzluğuna yatıran gönlünden kaçak, ustan yoksun ressam rengin iktidarını sözcükte arayan manolya bir renksiz şiirle tutuştu mevsim kısacık bir günde gidiverdi sallanan sandalyenin devinimini sırtlanan fotoğraftaki huzur kısa bir günde nefes alır gibi sonsuz sonsuz bir nefeste ölür gibi aniden
aldatılmış bir baba ölgünlüğünde gönlü kirli utandığına utanan bir çocuk gibi bulanık dudaklarımda eski bir öpücük lekesi kadar imgesiyle büyüyor hala bir kadına inanmak
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Masumiyetin Şekilsiz Aynası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Masumiyetin Şekilsiz Aynası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hocam, aslında sizin sayenizde Mona ve Aşk yazısı çıktı. Yorum olarak yazdım önce,sonra da yazıya dönüştürdüm biraz değiştirerek...Mona Lisa'nın öyküsünü bilmeyenler için yararlı olur diye düşündüm.
Ah, nasıl bir söyeyiştir bu,adamı alır götürür. Kaçımızın aklında kalmamışytır 'yokluğunda buldum seni...' dizesi...ne müthiş bir imge...
Nedense aklıma geldi ve paylaşmak istedim.
Bazen şiirler de bizi yokluğumuzda buluyor,ya da biz onların yokluğunda kendimizi buluyoruz. Bir sevgiliyi yücelten, aşka asıl anlamını ve yüklemini kazandıran da bu yokluk, uzaklaşma süreci değil midir? Acı, insanın özütünde olan,aslında insana mutluluğun değerini anlatan soyut bir kavram. Aşkın, şiirin, hayatın içinde var ve olmak zorunda...Arada bir uzaklaşmak gerekiyor, şiiri, hayatı ve insanın kendisini bulması için...Yokluğunda buldum seni...diyebilmesi için...
Zaten uzaklık, değerlere değer kazandıran ve özlemi dolu dolu göğse yükleyen şey değil midir?
Yazmışken tam yazalım...Leonardo da Vinci'nin ölümsüz eseri Mona Lisa'yı hepimiz biliriz, ama Üçlü Anna Grubu'nu,Son Akşam Yemeği'ni Vaftizci Yahya'yı, Bacchüs'ü, bilimsel buluşlarını,ilk uçuş denemelerini,tarihin ilk anatomi kitabını; can simidini, teleskopu ve tarihi savaş toplarını bulduğunu malesef bilmeyiz. Peki neden dünyanın en ünlü tablosu Mona Lisa'dır?
1911 yılında, Paris Louvre Müzesinde, daha önce ziyaretçilerin neredeyse farkedemediği,önünden geçip gittikleri kadar küçük olan(77x53cm)bir resim iki temizlik işçisi tarafından çalınır. Resmin yerinde olmadığı iki üç gün sonra farkedilir. Haber önce Paris'e, oradan da dünyaya yayılır. Mona Lisa'nın çalındığı haberi o kadar ilgi çeker ki, insanlar Mona Lisa'nın boş kalan yerini görmeye Louvre'ye gelirler. Nihayet bir hafta sonra Louvre'nin bir kaç kilometre uzağında terk edilmiş bir araba içinde bulunur resim. Mona Lisa'ya özel ve büyük bir oda ayrılarak, yeni yerinde hayranlarını beklemeye bırakılır Mona...ya da Giaconda...
İşte sır buradadır. Oysa bu küçük tablodan çok daha başarılı tablolar çıkmıştır resim tarihinde,ama bu kadar popüler olamamışlardır. Resim, Leonardo'nun müthiş sanatının göstergesidir ve olağanüstü başarılıdır, fakat asıl sır, resmin başarısından çok o günkü çalınma olayındadır. Bu olaydan sonra dilden dile Mona'nın üzerinden efsaneler yaratılmış ve insanlar bunlara inanmışlardır. Halbuki resim, sanat tarihinin en başarılı çalışmalarından biri olmasının yanında, kime ait olduğunun ve Leonardo için neden bu kadar önemli olduğunun dışında hiçbir gizem taşımaz üzerinde...(Leonardo bu resmi, ölene kadar yanından hiç ayırmamıştır)
Yani Mona Lisa'yı yokluğunda bulmuştur insanlar...