adın kalıyor
yağmalanmış bir dimağın sürgülü kapılar arkasında bırakılışı
tomur tomur açan goncalar makaslanmış ben, kuru bir dal sensizlik köklerine bağlı kalmış, umursanmaz bir hikayeyim artık halkın unuttuğu bestesiyken mutluluğun bir zamanlarında masalların mavi rüyası çirkin bir söylemle başladım haykırmaya bilmem lazımdı aşk ölümdür ve önümdür acılar sırt vermemek gerektiği. şimdi o yoldayım ey yarenler ey seven yürekler gömüldüğünüz acılarda bir mezar da bana açın kandillne sarın beniaşk ateşinin biraz daha aydınlansın makber toprak altı soğuk sevgisiz kalpler gibi ısınsın cemre düşmüş toprak gibi belki küllerimizde biter bu boğuk bu yalan heyulasındakı ifritten soğuk. bir süleyman kuşu ve yusufçuk savaşıyor içimizde biri sevda biri iktidar kırlangıç kaldı aralarında bir serçenin minnacık kanadı kırık bir güzide bahar yaralı ölümcül dövüşlerde türkülü ağıtlar yakılıyor belirsiz bir ezgi bakışlar kırılıyor sevilen mi cellat mı sadece muallakta kalan bir gizbir sezgi ürper,yorum ansızın bir miyavlama sesiyle ürperiyor ansızın en sancılı noktası ömrümün sensizlik düşüncesiyle yontuyorum en sitemkar yanlarımı koparıyorum en isyankar kelimeleri sözlüklerden bir asude sessizlik kalıyor bir asude sensizlik kanıyor türküsüz dallarında sadece bir kuru bende adın kalıyor. |