ELLERİM TOPRAĞINA DEĞDİ YUSUF’um...Yusuf’ um... dam çöktü sanki göğün üstüne bulutlar fakir sofralarında ekmeğe yoldaş oldu bir yıldırım bıçakladı göğsümü. başın sağolsun duası sol yanıma can verir mi sandılar Yusuf’um... ellerim toprağına değdi Yusuf’um... toprağın ellerime şimdi hangi gül sen kokar bilmem hangi dal gözlerinin yeşilini akıtır toprağa buğday senden alacaksa bereketini bir lokma ekmek girer mi kursağıma Yusuf’um... bir kaşık eksik şimdi soframda bir kaşık aş çok düşecek hisseme uzanır mı ellerim uzanır mı senin nasibinin kesildiği aşa suyun tokluğu başka tutarmış insanı açlığım tokluğuma karışsın sensiz sofralar kurulmaz artık Yusuf’um... eşiğime uğramayacak mı artık ayakkabıların geldiğini hiç mi bilmeyeceğim dahası dağ gibi yaslandığın baban toz toprak şimdi be Yusuf’um... al-yeşille uğurlamıştım giderken gururum afaka vurmuştu boynuna sardığım bayrak üstünde mi gelecekti Yusuf’um... afakım devrildi tabutunun üstüne sen soluksuz yatarken ben solur muyum sensiz Yusuf’um... hadi kalk ,bir kez sürsün gözlerim gözlerine kalk ,babam de bir nefesine bin ömür vereyim ben yakup değilim Yusuf’um dayanmaz bu yürek bu sızıya Yusuf’um... gelişin böyle mi olacaktı kıyameti bir ben mi görecektim dağları yıkıp üstüme güneşi sarıp sineme kuyularında bırakıp beni nereye böyle Yusuf’um... ellerim toprağına değdi toprağın ellerime fazla sürmez ben de gelirim Yusuf’um... AYŞE IŞIK UYANIK |