Fısıldayacak Bir Şiir....Unutacaksın bu akşamları da Yüreğini ısıtan sevgimi Geceleri saçlarını tarayan nefesimi Kirpiğinin ucunda bir sinema yıldızı gibi Mavilerin beyaza merhaba dediği Vapur ıslıklarında Ege’yi… Tahayyülün depozitolu güncelerinde Fakülte sohbetlerinin laçkalığını Bizim dergiyi, Orhan Veli edebiyatını Faik Hocayı, salçasız kantini, temizlikçi ablayı Yere düşürüverdiğim binlerce defa aynı izmariti Unutacaksın bir yaz akşamı Eylül, bana hep erken gelmiştir, bilirsin Ne çok şarkılar dinlemişizdir hazan adında Ve ne çok çocuklar büyütmüşümdür senin yanında Belki ışığı hiç sönmeyecek sokak ışıklarının Dondurmacıya çıkılabilecek bir gece vaktinde Adımlarının sıklaştığı bir köpek sesi yüzünden Aynı gasili yıkayan korkusuz bir adam gibi Beni incittiğin günleri hatırlayıp bir akşam vakti Sevda sözlerim gelip aklına Çukura saplanmış arabamızın ardınca Ne kadar çok ter akıttığımızı anımsayacaksın Hiçbiri illegal gelmeyecek sana Karşı konulmaz bir parodi yazıp ufaktan Simsiyah gözlerinde akreplere lanetler okuyup Hala beni sevdiğini söyleyeceksin İnatçı bir yumurta düşüverecek gökyüzünden Sessiz sedasız alıp onu koynuna Bir ihtilal akşamı kurşungeçirmez botlarıyla Titrek sarılmalarda üşüteceksin ayrılıkları Hiç kimse olmayacak, hiç kimse ağlamayacak senin için Çiçek tutamayan ellerinle, siliverip gökyüzünün nemini Öylece bakakalacaksın köpükleriyle zina eden denize Yangınlar çıkacak şiirsiz kentlerde Bir daha gelmeyeceğini bilip Yakıvereceğim ardından ne kalmışsa geride Tekrardan kendi bildiğini okuyup Adımı siler gibi attığım izmariti ezeceksin Hiçbir şey değişmeyecek hayatta Sen hala eskisi gibi gülüvereceksin insanlara Bir tatlı gümüş şekeri toplayıp iğdelerden Karıncaları misafir edeceğim akşamları evime Duvarda bir antika oluverecek o büyük sevgin Kilisede namaz kılar gibi anıp seni Tekrardan seveceğim yalnızlığımı Hiçbir şey olmamış gibi nefes alıp Unutacaksın beni… Martılar fısıldayacak kulağına bir zaman bu şiiri… Şimdilik devam edelim yine de, Anlatacağın bir şey olmalı hala, değil mi? |