Buharlaşan şehrin sendromuydu rüyasız kalmak Su, ağaç, çiçek, kuşlar ve çocuklar... Buhar olup uçuyordu her şey. Bir tek taşlar ağırdı yerinde.
Kara yazgılı yağız bir adamın çöktüğü Duvar dibinde birkaç umut kırıntısı… Bıyıklarında terlemiş derin düşüncelere Mendil yumuşaklığında darbe… Bir de ensesinden öpen merhameti güya! Kısık gözlerle baktığı güneşe sitem, dudaklarında, “Bir hiç olup karışsam havaya, hafiflesem şöyle bir” Başka türlü çekilmez bu dünya yükü, kim bilir.
Balkonuna astığı beyaz çarşaflarda Hangi hayalini kurutuyor genç kadın? Parkların yosunlu süs havuzlarında batmış kağıt gemiler, Hangi çocuğun sevinci?
Bezgin bir ruhla birbirine değen bedenler geçiyor caddelerden Herbiri kendi yalnızlık dehlizinde âmâyı oynuyor. Gökyüzü; ağaç, çiçek, çocuk dolu oysa… Kimse görmüyor.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BUHARLAŞAN ŞEHİR SİLÜETİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BUHARLAŞAN ŞEHİR SİLÜETİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.