Çokça masal dinlemişken hayatta Bir masal daha dinlememek adına…
titrek parmak uçlarında şiir karaladım sana tavada yanmış sucuklar kadar kızgınken bana hiç olmayacağını bildiğim hayalleri kazıdım dünü hiç olmamış yarınlara ait masallardan
biraz yeşil biraz da kahve rengine bürünürken bakışlarım dalgalarında semazenler döndürdü hıçkırıklarım
kimse duymadı masallarına ait serseri kurşunları kimse ağlayışlarıma dair bir avuntu koyamadı soframda azığım kaldı senden bana emanet gözyaşları
ezbere saymaya alıştırıldığımız destanlardan çok öte yaşamadan sevmişken masalını hiç silmeden hecehece yeşerteceğin umudunu yeşerttin körpe güvensizliklerde
alımlı bir hasret olmaya alışmışken sineklerin azabı alışkan ısırıklar ile gözlerimi açmaya alıştım sabahları
biraz sen vardın gerisi pek çok yalnızlığın
sen bile duymadın kara oğlanların suya hasret hikayelerini sansürleşmiş medyatik oyuncaklarda geçerken zamanların hasretliklerin dileklerini bilemeden geçiriverdin
kara oğlanlar, kara kızlar çok uzağındaydı da ben vardım onlardan daha yakın sana
belki onların susuzluğunu dindiremezdin yaşarken ama yaşlarına hasret birini unuttun sen severken
bu yüzden kan revan oldu pastal renklerinde hayaller hiçbir imtiyazı kabullenemedi sevgiye susamış çocuklar hiçbir ölüm onların kadar yakışmıyordu kirli yakalarımıza hiçbir lüzum yokken hayallerin resitaline banmış masallarda
geri getirebilir mi bilmem ama şimdi sayfanın diğer yüzünü çevirmek gerekli böylece ne hasretliğim delirecek her gece ne de üzülüp, susacaksın aşkın dokunmadık lehçesiyle
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bir Başka Sayfada... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir Başka Sayfada... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
geri getirebilir mi bilmem ama şimdi sayfanın diğer yüzünü çevirmek gerekli böylece ne hasretliğim delirecek her gece ne de üzülüp, susacaksın aşkın dokunmadık lehçesiyle
yani suskuda bir eylemi var yüreğin söylenmemiş olanı var sayıp bir ormanda uzun bir yürüyüşe çıkmak gibi kaygısı düşmesin geceye orman zaten ruhumuzun o girift boşluğu değil miydi? sevgiyi yanlış anladık yıllarca hor kullandık şimdi insanoğlu kendi putunu sevmeye devam etsin çünkü gittikçe büyüyen içimizin yalnızlığı bir uçurumun başına kadar götürebiliyor bizi ben böyle okudum şiii naçizane sevgiler saygılar