ÇALINANLARDAN ARDA
ne umutlarım, sevdalarım vardı öksüz bırakılan.
bir dünya kurmuştum gözlerinin üstüne; gündüzü gülüşün, gecesi saçların. Mecnun, çöl kaçkını, sığınmıştı içime. sevda mevsiminde konmaya göz kırpışı kalmışken bülbülün güle yıldırımlar düştü hayallerime. Zamansız vakitlerin ucuz kahramanlığı Donkişotluk mu tasladın aydınlık rüyalarıma? Neden böldün uykumu, Ne hakkın vardı düşlerime saldırmaya, beni isimsiz bir öfkeye salmaya? adını koyabilmek.... bir seni bitirebilmek kendi bitmişliğimde, zaman hep seni kusuyor üstüme baştan ayağa kalırım senin içinde. unutmanın nabzını yoklarım bazen, atışlardan yoksun, fi tarihten kalmış bir ölü. gözlerine takılı kalmış ömrüm, adında mahsur mutluluk... Çalınanlardan arda bir gece, bir zincir, bir ateş, bir koyuluk... kavgalarım vardı en sarp dağlardaki kartalları ürküten yenilgim oldun kargaları bana tükürten. bir yaşamak, bin ölüm tezatlar oluk oluk, umut dilenir zifrinde yalnızlığın kalbine mutsuzluğun umut perçinleyen çocuk. bilsem ki seni getirir bin mendil bağlarım kutsanmış, kutsanmamış her dala. bilsem ki beni öldürür bin yılanın zehrini kutsal şarap bellerim. bu sorgulanış neden, neden mahkeme kapılarında hep ben? sen mi kırıldım hayatıma, değişmez mi bu yazgı, silinmez mi bu nakış? kanunu tersten okuyor yargıç, demir parmaklıklara sığar mı bu hınç? kahpe ellerin salyasını kevser mi bildin? yaşamakla mı yargılanıyorum ne? temyize gitmeli bu dosya! ve sen cellat mısın? ya çek sandalyayeyi ol ömrüme nokta, yada sol yanıma sapla bir kılıç. |