Sadeleşiyorum
Dün çok ağladım,
Seni görmek bile bu kan kaybı özlemi bitirmeye, bu içimdeki paranoya şarlatanlarını idam etmeye yetmedi. Belki de seni gördüğüm için ağladım. Çünkü sen,her gülüşünde gidiyorsun, bilmiyorsun sende.. yavaş yavaş gözlerin akıyor özgürlüğe, gidiyorsun.. Tüm anılar çok eskide kalmış gibi. Birlikteyiz bu dünyanın en romantik ’ fair play’ ilişkisinde ama çok zor inanmak, Sanki çocuğun çıkıp gelecek birazdan telefonun diğer ucuna, Belki de evlilik yıl dönümündür, Belki de ikinci kızına hamilesin kimbilir? Dün çok ağladım, Şırıl şırıl aktı gözlerimden yanlızlık, Ölümüne kustum olmayışını,olmayışlarınızı, Annemin mezarına haykırdım, Çok yorgundu o da gelemedi. Köhne bir bodrum katında babam. Gözlerinde vicdan yorgunluğu pusmuş,oturmuş çaresizliğine. Herkes biryerlerde, Ben nerdeyim? Bencil hayat.. Yüzeysellik moda olmuş,barlarda ,pavyonlarda,kahkahalarda. Kraliyet gururu taşıyor bakışmalarınız ,sevişmeleriniz. Cidden mutlmusunuz diye sormak geliyor içimden içi boş olanlara. Küçük hesapların menfaati büyük,gönlü şapkalı,pipolu simülasyonları. Giderek uzaklaşıyorsunuz, ben sadeleşiyorum.. Dün çok ağladım ve şiimdi anlıyorum, sadece bir hancıyım o giden kervanların arkasına takılmak isteyen, Taksim tramvayı bile çocukluğumda kaldı. O zamanlar ellerim kirliydi,üstüm başım pasak. Lastiklerin,kömür torbalarının üstünde büyümüştük. Şimdi kalbim kirli; yarım yamalak sevgilerin kanalizasyonlarında oynamışım epeyce. Tüm kervancıların atlarından savrulan tozlara bulanmışım. Gözlerim kirli,gözlerim kör. Konuşmak şimdi; Dudaklarım gözlerinin nakışlarıyla dikilmiş, Gelecek bir okadar uzak ,ta dibimde kükreyen bu sessizlik, Pislik akıyor mesafelerden, Uzanamadığım can simidi gibi bütün varoluşların. Nerede varsın nerede yoksun bilemedim. Diz kapaklarımı delmiş bu kaybolanlar, Koşamamışım, Ben kalktıkça vurmuşsun dipçiklerini umutlarımın kalbine, Susmuşum uzunca, Ve artık ben sadeleşiyorum... Demir Ferhat Bilal 07 / 2011 |
tebrikler
sevgilerımle