MUKADDER
Nasıl uzaktan uzağa savruluyor ömrüm,
Hayatın tüm dikenleri tüylerimde kaskatı . Onca yaşanan şeyden sonra , Tüm kaygıları terkedip bir kanun bir keman tınısına. yola devam etmek ne zor. Dostlarım ,canlarım,aşklarım.. Tüm acılarım ,geçmişim annemin gözyaşı gözümden akıyor. Sen öldüğünden beri hayat,bayram olmayan bayramlar ne garip. Sanki ruhunda acılar içinde titreyen ben değilim. Başka birinin hayatını yaşar gibi ,meyhanede bir tasdan rakı içer gibi, ne kadar uzak ruhum bu günahkar bedenime. Zaman geçmiş,zaman geçiyor, zaman geçecek. Senin ,benim, tüm yaşanan yaşanmayan yılların içinden. Kıskıvrak bir acı içinden ,bir klarnet çığlığı gibi Asil bir çingene gibi nakışlarken tüm yalın ayak karalarını sokakların. Zil gibi sarhoşum mutluluğa,aradığımız o pürüzsüz dokunuşlara. Ah Hazan .. Bu yoz ,yarım ağız sevişleri hayatın Hiç olmayan dostlar gibi ,mahcup tesellisi gibi sırtımda Naçizane sıvazlarken tüm gözyaşlarımı Kadıköy sokakları, Unutulmayan bir sevgili gibisin , Gece yarısı aç ,dili ağzından sarkan bir köpek masumiyetinde bakma bana ne olur.. Ah almadın canımı bu bayram akşamı da can dostum keder. Bu kadar yavaş mı olmalı vedamız seninle.. Deli Dumrul ,bir Seyyare baba pişmanlığı gibi , bir dudağı bükük gönlümün sana kader. Hapiste bir kardeş ,mezarda bir ana gibi bir yanım hep kırgın ulan !!! Olmayanlara ,gelmeyen vuslatlara. Ah almadın canımı bu bayram akşamı da can dostum keder. Nasıl içmem böyle ise mukadder Bu kadar yavaş mı olmalı vedamız seninle.. Demir Ferhat Bilal / 06.07.2016 |