BODRUM ÇELİŞKİSİ
Bodrum,
Şarkılarda söylendiği gibi, Ne kadar güzelsin, Dalgaların ayaklarımı kucakladığı bu noktada, Bir sabah kahvesi kadar sevinçli, Ellerimi ,yüzümü kavuran güneşin kadar acımasızsın, Bu içim, dışım ,bu beni vareden her noktada , Duygu durum şizofrenisi bütün hissedilenler Artı eksi kutuplarda soluksuz koşan bu duygularım, Ağlayamıyorum,gülemiyorum, Beynimde sıkışıp kalan bu ifadesizlikler, Canımı dişliyorsun Bodrum, kedilerinle ,dalga seslerinle. İnsan kahkahaları sızıyor grek tavernasının akordeonundan, Diğer yandan en sahte popüler ritimlerde etleşiyorsun,kokuşuyorsun geceleri. Herkesden uzak,herkesin içinde, Boktan bir pansiyon odasında katışıksız yanlızım Yüreğim seni bilinmeyene gönderdiğim 9.30 otobüsünde, ağlamaklı gözlerinin ,kireç boyalı evlerin beyazı gülümseyen dişlerinin arasında kaldı. Ve otogar’da piç gibi kalışım.. Merhaba Pansiyon!! Daha dün bu on metrekarede çoğuldu tüm huzurlar. Koynumdaydı,dikenleriyle,içinde nehirler akan gözleriyle, Anlamlıydı şimdi anlamsız. Manzarayı izlemek,tüm ışıkları,kotraları, Tüm bar ayakçılarını ,pezevenkleri, Kantarcı ,selpakçı kürt çocuklarını, Tüm yapışkan ,davetkar kapkara yüzlü sokak satıcılarını, Hayalleri okşamak güzeldi yanaklarından, Uzaklara bakan gözlerinin ardına sakladığın tüm özgürlüğünden. Yaz güzel,yaz ağlamaklı.. Şimdi bir orospu gibi kayıbım. En ucuz meyhanede titriyor bacaklarım,sızıyor ruhum. Modern bir kahvehanede gidişini kutluyorum nikotin aromalı içsel gözyaşlarımla. Bu melankoli çocukca, ciğerlerim sol yanıma baba-oğul yaşta, Bu hüzün gelgitlerinin katranları akıyor parmaklarıma. Tüm olumsuzlukları hayatın ensemdeki güneş gibi buhar buhar, Kalbim bronzlaşıyor,kahkahalarımız kararıyor. Uzaklara giden en yakınım! Ağlayamıyorum,gülemiyorum... |