Natürmort Haller
Denizde;
-babaları paslı -palamarları sarmaş dolaş-lime lime (bakmadan bu döküntü haline) el sallamadan geçen vefasız bir vapura nasıl da içleniyor terkedilmiş iskele Kıyıda; -otların arasında toprağa gömülü ve işlevini çoktan kaybetmiş makas, anlatıp duruyor usanmadan her vagon gelişine bir gülücük ve çok göz yaşı koyduğunu her gidişe -Ah hangi teselli ilaç olur ki istasyondaki teneke saksıların lojman sakinlerince sulanıp, ebruli renklere bulandığı o çapkın günlerin özlemiyle paslanmış tenlerine? Meydanda, -kırık musluktaki unutulmuşluk -sebilin sararmış mermerindeki ince işçilik -kayıp kupanın kopuk zincir sonu -artık akmayan /akamayan suyun duyulmayan ses tonu bakarak; biribirine tıpa tıp benzeyen hallerine ağlıyor mu ne? ./. önce gişelerine kilit vurulmuş sonra üstüne gökdelen kondurulmuş eski yazlık sinemanın temeline gömülü duruken siyah beyaz ama gökkuşağından bile daha zengin ıslıklarımız müflis bir miras yedi gibi sersefil dileniyor kaldırımda hangi soygunun ihanetine uğrarsa uğrasın asla iflas etmeyeceğini sandığımız hatıralarımız kim demişti bana kim zamanın öldüğünü ama yaşanmışlıkların canlı durduğunu? heyhat..! asfaltla tanıştığından beri yağmur bile hatırlamaz olmuş parke taşlarının geçirgen soluğunu natürmort sanıyor ya kendini şehir itirazsız kabullenmiş dalından koparılmış olduğunu ./. yine de eminim öldür Allah söylemez şu yıkık duvar taşlarının arasındaki gizli yarıkta yıllardır alıcısnı bekleyen sararmış mektubun kime ait olduğunu Mine Özdemirtaş |
Öykü tadında okudum efendim.Tebrik ediyorum,Saygılarımla..