suret-i sır
dünyamın kapıları,
on iki adımda şehr-i gize açıldı. nazar olmasın diye, suretimi astım surlarına, ve yeminlerim çarptı yürek duvarlarına. bir gizli bahçe idi, yolları dünyama açılan. bir gizli dünya idi, sırları, oniki adımda ve beş kara taşta açılan. şehr-i gizin kapısında şu on iki sır asılı idi, okudum: birinci sır; doğumdu... bilmeden kimden oldugunu, nefes almak gibi doğaldı. ikinci sır; nef(e)s ti... bir bütüne ait ama bir bütünden ayrı yaşamak zorunda kalmak gibi. üçüncü sır; iman’dı.... ait olduğun bütünü aramak gibi. dördüncü sır; inanç’tı.... aradığını bulacağına dair ısrar gibi. beşinci sır; ayna idi... bulacaklarını içinde keşfetmene yarayacak insanlar gibi. altıncı sır;yol du.... kendine ulaşacak izleri takip ettiğin. yedinci sır; kapı idi.... her birini açtığında, gözündeki perdelerin kalktığı. sekizinci sır; merak’tı... kapılarını açacak anahtardı. dokuzuncu sır; harita idi.. yolunda ilerlerken, kapılarını ararken kaybolmayasın diye. onuncu sır; gönül idi.. haritanı saklacağın güvenli bir yerin olsun diye. onbirinci sır; göz idi... gönül gözünle görebilesin diye. onikinci sır; lal dı... bilmeyenler konusur, sır çözünce sessiz kalasın diye. |