Hoş Geldin...
Küçücük mutlulukları bunca zaman biriktirmeye çalışırken,
Geçici heveslerle avunurken, Olumsuz cümleler kurmaya alışmışken, Her şeye bu kadar boş vermişken Sen geldin, Ne güzel geldin.. Hoş geldin… Sevdaya dair hikayelerde hep virgül arardım.. Geçmişin izleri hep ayaklarıma takılırdı.. Ben hiçbir şeye aldırmadan yürürdüm.. Ama Sen geldin işte.. Hikayelerime nokta oldun.. Hoş geldin.. Hiç beklemediğim bir anda çıktın karşıma, Geçmişin izlerini silip, doldurdun yüreğimi… Hangi Sevdâ bunca ısıtabilirdi içimi? Ama Sen dokundun yüreğime bir kere.. İstesem de Vazgeçemem Artık Hoş geldin… Önceleri kendime “Sevme, bırak” derdim.. “Yalan” derdim, Her şey yalandı… Sen yalan olsan bunca ısıtır mıydın içimi? Bunca işler miydin yüreğime? Ne güzel işledin… Hoş geldin… Şimdi, uzakta olup da Nefesim kadar Yüreğimde hissettiğimsin.. Öyle özlüyorum ki Seni… Ve özlemek bile bu kadar Güzel ki Seninle… Şimdi hayatımın Senden öncesini Milattan sayıyorum… Sen Sonra’m.. Milattan Sonra’msın… Öncem yok.. Sonra’msın…. Ne güzel geldin.. Hoş geldin… Nevin Akbulut Onİki-Şubat-İkiBinOnBir---28:30 |