Ey gece
Yalnız bir masalsın hep bana
Bu vakitler adın gibi şarapçı dükkanı tenekeleri
Ve bir balık
Kızardıkça aşka yanmayı bekleyen bir ızgarada
Senin hep bu ilhamlar
Seninle yaşanır be gece

Kuşlarımın vurulduğu gündüzler sonrası
Sevgilime mektup olursun ağır ağır nefesimde
Kentler yıkılır, ulu dağlar kaybolur gözlerimde
İnsanların hepsi uzaktan aynıdır
Hep bir masala ortak oluruz nüshası ile
Kirvesi düşsel paranoyaklar menkıbesi
En son rical, en son aşk sahabesi

Ey gece
Sen ateş ol da yanaklarımda, avuçlarıma dökül
Süreyim gözlerime, çalayım her bir yanıma seni
Simsiyah saçların dalgalansın omzundan omzuma
Sürur etsin kargalar, yarasalarda bir ayin
Manastırının en şakirdi ben olayım kırmızılarda
Derken Kızılay’da çekilen siyah bir halay
Ve Samsun’dan akan ırmağın olayım ansızın
Sür düşlerime, sür aslan sütü dişlerinle dolunayı
Vapurlar batmadan birazdan

Üşütürken ömrümüzü tedirgin şarkılar
Bulutlarınla bir selam çakıverip kibritlerden
Ah demeye varmadan gül yüzünde süt tozlarını
Sürecek bir efsane getir bana Kapitol kazlarından
Bir eylem olsun adı, bir eylem daha zanlarında
Bana faili aşk kokacak bir sunuş hazırlat gündüzden
Sensiz müjganlar Fransız kalır buralara
Sen olmadan şölen biter eski heyecanlarından uzak da

Yalnız kederli
Biraz menapoz
ve biraz antropoz
Hoyrat gülüşlerince çalkantılı bir şenlik sokağı
Çıkmaz ümitleri olan büyük bir caddede
Seninle her gece
İki kahve gözlerinde, çok sevdiğim şekerlim
Olmak tek dileğim be

Ey gece
Bunu da veresiye defterine yaz
Elbet bir gün ödeyeceğim onunla bir gündüz sonrası
Senli sökülmüş uykuların dilinde

...