0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1123
Okunma

çizsem imkânsız gerçekten otantik bir müsademe
koynumda sinen nihaî tek ateş
ayrıca fırtınanın narin kıvrımı enginde oynaşıyor
evseyen münferit çaylaktır egom olsa olsa
pencerenin önünde pinekleyip light enfiye çeken yaşama
herhâlde bataklıktır lüzumundan fazla kavgıdığım çözüm
muhtemelen ayvazdır otantik prezantasyon
coşkum beklediği suarelerde
özünde ciddî çark eden bîkes çirkefim
zülüflerim tel tel dökülür benim Kibriya
zannetme ki ibret alıyorum, masum değilim
uzaklaş yanımdan, senin için artık toprak taşımayacağım,
hey ölü ruhum şuurumu çağdışına atan gürültün varken,
unutulduğum yüreğinde çektiğim bir kabusta sinek avlıyorum,
sinekler gözümde çıban
söküp atsam seni benden rezil olurum
rota aş zımnında, aş zımnında kaldırımlar
müteferrik sembollerden çıkıyor meleklerim
tamamıyla ayrı tarihlerde teessür yığıyorum
biz ayrıyız dedikçe, ağrıma gidiyor...
inandığımdan dolayı sana geçmişte yazdığım şiirlerin birinde
dem vurup bir de sessizleşiyorum - sessiz kalmaya bağlı kalmak riskine
hâlen kaçıncı fırtınaya kapılıyorum anlayamıyorum
çekmecemde bir ufak kanyak, bir de sigaramla çakmak
ille velâkin zevzeklik edip nedendir bu ayyaşlık diye sorma
akıl ermez benim işlerime
quasardan on bin yıl evvel yola çıkmış ışıkla aydınlanmak gibi
gitmediğim eller işlemiş cinayeti
dinginlik mi densizlikten mi felfelek olurum
bir günde mezarıma konurum...
*
Kemal Paracıkoğlu
5.0
100% (2)