Düşlerinden uyandı dağ başı kırmızısı Giyinip halesini gülüşüne Çelimsiz umutlar edindi Koca kentin kurt kapanına sürgün adımlarıyla…
Bir yeminin açlığı midesinde çığlıklar koparsa da Tesellisiydi ete kemiğe bürünen kavramların Mumdan getirileri….
Hiçbir boy aynasında görmeden endamını Mesihlerin dilinden gece karsı ağrılar içecekti Gülüşünü kaybedecekti yirmili yaşının derinliğinde Ökseye tutulup akıl yerinden cılız kanatları Yaraları harmanlayacaktı bir gurup türkü vakti….
Ayrılık Kerpiçten duvar örse de hayallerine Köz köz hasreti daim tetikte Yoksulluğun üstüne…
Kör duvarlarda küçülürken gölgesi Dengbejlerin ağıdı demlenir Akışkan bir ırmak gibi gözyaşlarında…
Koca kalabalıklar içine Anahtar deliğinden bakar gibi bakar yalnızlığına Üç beş adım adımlar alnındaki öfkesi Sırtında hasır küfe Ham/al düşünceleri Vitrinler önünde sustu gülücükleri…
Heves edip yoldaşlarına Nasırlaşmış hüznünü atmak ister denizin mavisine Bilmez eren birazdan cenazesini izleyecek O mağrur düş/üş/leri Yosun bağlayacak gözlerinin derini Kırık hevesleri toprağa bulanacak Eren yirmi üçünde Herkesin boğulduğu bir şehirde Mevsimsiz bir ağıtla Yüreği deniz mavisinde ebediyen susacak…
Eti denize yem Ruhu dehlize Uğurlar ola yaşam hanesinden silinen dünya Omuzunda cennet gözlü martılar sana yaren Hoşça kal körpe fidan Hoşça kal Eren’lerin diyarına gülüşlerin asılsın Bırak yaşamın ezberi bizlere kalsın….
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Uğurlama şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Uğurlama şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
gidenler unutulmuyor da ama sana bir ömür kalacağı, yüreğinde oturan o sıkılı yumruğun ağrısı yok mu...işte o hiç geçmiyor be Hazal'ım...sabır dilemekten başka ne desem anlamsız olacak be gülüm...
Ne yaptın Hazal Hanım ne yaptın.Mahvoldum inanın her bir dizenizde.Nasıl acıttınız bir bilseniz . Yaşamak iki soluk arası merhaba ve elveda arasında sıkışıp kaldığımız.Ki çoğu zaman buna bile izin vermez :( Gencecik körpe fidan . Yarabbim hangi can dayanır böylesi bir acıya.:(( Her şey o kadar boş ki o kadar boş.Ve anlamsız.Ne olur yaşarken birbirimizin kıymetini bilelim, bir merhabanın, bir teşekkürün, bir selamın .Konuştuğumuz kadar dinliyelimde aynı zamanda anlattığımız kadar anlayalım.Nerede, ne şekilde, nasıl son verileceğini bilmediğimiz hayatımız belki aklımızdan geçenlerin, yapabilecekken hep ertelediklerimizin yapılması için fırsat vermeyecek .Olmayacak zamanımız.Olmayacak ve uyurken mışıl mışıl onun göğsünde ... ebedi uykuya ne zaman geçeceğiz bilmeyeceğiz işte bilemeyeceğiz.Eren gibi :(((
Çok öpüyorum.Duyarlı insan gibi insan olan yüreğin daim olsun.Sonsuz sevgimle.
Öyle güzel ifade etmişsiniz ki Şükran Hanım... Keşke ncitmesek incinmesek sonrasında... Eren amcamın oğluydu geçen pazartesi denizde yitirdik.. ateş düştü tüm korluğuyla...var olun hep.