Eftelya Yitirilmiş Sevda Yüzüm
Denize uzak kentlerden
Ölümün kıyıya vuran gözlerinden yazıyorum Sana Eftelya Vapurlar kalkıyordu ömrümden Rüzgar çarpıyordu yüzüme Her çarpıntıda sol yanım lâl Adına benzetmeler üretiyordum Güvercin kanatlarından kırık gökkuşakları Dökülüyordu saçlarına Eftelya Suskundu Duvarlar rengini kaybetmiş yüzlere çıkıyordu Bir sandalye ayağında kırık harf yumakları Seni bana , beni sana Mesken tutmuş Bir nefes kadar tutkundum sana Gözlerimin siyahlıklarında Cennetler yakıyordum Eftelya Boğazımda düğümlenen cümleler Düş kertmesi hüzünlerin Yüz görümlüğü oluyordu En koyusundan Mavi acılar tutuyordum Sen dudaklarımda geç kaldığım dua oluyordun Eftelya Her seferinde koşuyordum Yeşili olmayan sokaklara Kabuğu bol yaralarımı açıyordum Kanaması sen olsun diye Eftelya Ne zaman aklıma sen gelsen Düş kırıklıklarıma bir dipnot düşüyorum Senden sonra hiç ağlamadım Hiç ağlamadım Eftelya İçinde düşlerimin olduğu Mavi bir deniz seç o taraftan Bu tarafta rengini kaybetti Senden sonra denizler Sensizliğin düş kırıklıklarında kaldım Kırık dökük aynaların Çatlak seslerinden sızdım Bu gece bana bir masal anlat Eftelya İçinde benim olmadığım Düşür benide kollarına Sar sarmala Götür benide bu ağır gelen hayattan Kapat göz kapaklarını yağmur yağsın şehre Hadi tut ellerimden Tut ... Götür benide çocukluğuma Bana bir pamuk şeker alır mısın Eftelya İçinde düşlerimin olduğu Ne zaman gözlerim aşka dönse Sen geliyordun aklıma Susuyordum... Suskunlukta arıyordum kendimi Eftelya Kabuslarım yaklaşıyordu usul usul Ayaklarımın altında ölen küflü düşlerim Eksiliyordum... Eftelya Birer birer düşerken ellerimden sen Susmak kalıyordu mührü vurulmuş Yalnızlığımıza Susmak kalıyordu sana , bana Deniz gözlerimden uzaktı Eftelya Mührü kırılmıştı Hüzzam makamında Çarpıyor dalgaların Rüzgar esiyor Asi bir sesin haykırışı Renklere bölünmüş banklar Köşe başı unutulmuş "aşk " Eftelya Asil duruşlu kız Bana bir dua öğret Çatlak dudaklarımdan sızsın hayat Anlamını yitirsin bütün her şey Sadece " Sen " ve " Ben " Kekremsi bir gülümseme bırak dudaklarımda Güneşini süreyim gözlerime Cehennem kapılarını kapatsın Göz perdelerini aç Eftelya Yağmur yağsın Göğsü açık sol penceremize Mor menevşelerden taç yapayım saçlarına Yıldız düşsün gözlerine Eftelya Benimle ölür müsün acaba Eftelya Kurşuni renkler yansıyor yakamozlardan Deniz fenerinde aşk bestele Seslendir bizi eftelya Çığlıklarında canlansın dalgalar Aşk’a gülümse Yanaklarının çukurluklarına düşeyim Tüm maviler senin olsun Eftelya Ben yüreğinde öleyim Eftelya Yitirilmiş sevda yüzüm Muhammed Yalçınkaya |
Deniz gözlerimden uzaktı > Bu dört dize yetti bana. Yenilik adına.
Eftelya
Mührü kırılmıştı
Hüzzam makamında
(Çarpıyor dalgaların
Rüzgar esiyor
Asi bir sesin haykırışı
Renklere bölünmüş banklar
Köşe başı unutulmuş "aşk "
Eftelya
Asil duruşlu kız
Bana bir dua öğret
Çatlak dudaklarımdan sızsın hayat
Anlamını yitirsin bütün her şey
Sadece " Sen " ve " Ben ")
**
Bu bölümde de ilk dört dize özgün ve yeni. Gerisi, söylenmişlerin tekrarı. Okuru sarsacak bir yer yok.
O nedenle ilk dört dizeyi alırdım şiire katmak için.
Şiirde yoğunlaşma adına...
*******
VII bölüm
Kekremsi bir gülümseme bırak dudaklarımda > ilk iki dize iyice.
Güneşini süreyim gözlerime
(Cehennem kapılarını kapatsın)*
Göz perdelerini aç
Eftelya
Yağmur yağsın
Göğsü açık sol penceremize
Mor menevşelerden taç yapayım saçlarına
Yıldız düşsün gözlerine
Eftelya
(Benimle ölür müsün acaba)*
**
Bu bölümde de
cehennem kapılarını kapatsın
benimle ölür müsün acaba
benzeri arabesk/alaturka kokan söyleyişlerden uzak durmalı şair.
*
"göz perdelerini aç / yağmur yağsın"
yukarıda da benzeri bir ifade "kapat gözkapaklarını yağmur yağsın şehre" vardı.
****
.......
"yıldız düşsün gözlerine"
Bu dize de aklıma hemen 80'li yıllardan yadigâr bir dizeyi düşürdü:
"Saçlarına yıldız düşmüş / ağlama anne"
Nevzat Çelik'in unutulmaz şiiri. (Sonradan şarkılaşan, A.Kaya) /Galiba, Müebbet Türküsü'ndeydi/
İmgeye/buluşa çalışırken, çok bilindik dizelerden uzak durmalı.
*
VIII.bölüm
(Eftelya)
Kurşuni renkler yansıyor yakamozlardan
Deniz fenerinde aşk bestele
Seslendir bizi eftelya
Çığlıklarında canlansın dalgalar
Aşk’a gülümse
Yanaklarının çukurluklarına düşeyim
(Tüm maviler senin olsun > bu bölüm çıkmalı (üç dize)
Eftelya
Ben yüreğinde öleyim) > arabesk bir söylem!
**
deniz fenerinde (aşk bestele)
aşk'a gülümse
*
aşka gülümse* kalabilir ama üstteki "aşk bestele" yerine daha farklı bir şey gelmeli.
Belki "sonsuzluğu bestele" ya da benzeri bir şey. "aşk"sız.
"yanaklarının çukurluklarına düşeyim" hoş. Orada bitmeli bölüm, bence.
**
son bölüm:
"Eftelya
Yitirilmiş sevda yüzüm"
Bitiş iyi. Elbette yukarıdaki sekiz-on Eftelya'nın çıkmasıyla birlikte.
Ve şiir, fazlalıklarından arınırsa, yarı yarıya azalmış olur. Çok daha yoğun ve özgün bir biçimle.
*
Sevgili Şair,
Yazdıklarım, şiirin uçsuz bucaksız öznelliğinde elbette "bence"dir. Görecedir ama bu demek değil ki
şiirlerin altına her gün bıkıp usanmadan düşürülen içi boş, yaldızlı "çok güzeldi, nefisti, süper ötesiydi..." gibi
akıllara ziyan klişelerden daha az kıymetli.
80'li yıllardan bize andaç, Veysel Öngören sözüyle selamlamak isterim sizi:
"Her şair, şiiri eleştirerek şair olur."
Masamızdan eksik etmeyelim bu uyarıyı.
*
Şiirin Kardeşliğiyle,
Emeğin Güzelliğiyle,