Tevazu GülüşleriNihayete ulaşmışlığın göstergesi sendeki Dört mevsimimizde hissedilmeyen Bezgin ilahi benzeri Gamzenin son kıyısında Ve çarmıha getirildiğinde kaybolan Belki esrik bir yenilgi Miadı dolmuş vakitlerdeki karanlık İki sokak ötesi mekanın Liyakat yokluğunda Nevruz solması yaşaması İlginç şekilde mağlup eder bilincimi Ve duvarlarıma sinen yalnızlıkta İlk kez düşen nurlarımın saçlarında Kendini p/aklar korkularım Ah Tanrım/anılarım Ilgat gülüşlere yadsınan fırtınada eser Yalnız kaldığında Yazılmışlara aksedilen, Ve fark edildiğinde içteki aşkları temizleyen Bir göz bulutu Ve çaresiz, Ve sensiz çıplak kalır gecelerim Ulvi bir görev icabı Rüzgarlarıma girer bu başıboşluk Boğuştuğum karanlıkta Hıçkırık dolu ağlamaklı hisler Renk vermez yüreğime Ve gidişinden beri etraf buluntulu kalır /O kör kuyulardaki düş gözleri Bulanmış izlerindeki kadın heykeli Bir adamın elinde Ve avuçlarında kan birikintileriyle Sanki gök ile yerin birleşmesi gibi Bir ankanın kanadındadır şimdi zaman/ Bu hikaye yarım/Bu hikaye eksiltili Sağanak halindeki armağanlarım/şimdi Aranan yıldız ışığındalar İkinci bir emre kadar yıkanmayacak gönlüm Gözyaşlarım elinde kalacak Ve hatıralarda yaşanacak artık Onurla sakladığım rastlantılarım Bir tevazu misafir olacak gecelerine Tebessümün kirpiklerinde gurur kaleleri Ve bir yanı eski, belki de sana firari Aşkı ulanan sevda pınarlarını Sırasız kuşku ile Suskun sakinliğin alışkanlığının Kasırgalı çığlarını Sırtımda taşıdığım vakit Düşlerimde seni büyütüyor olacağım Ve Kaç zuhur ahir hayasında İçimde düşürdüğüm sen olacaksın Bilinmezim Ah Tanrım Üşümesin bu sefer ellerim Üşümesin bu sefer izbelerim Tökezlemesin bu sefer avuntulu amellerim Bu sefer Tanrım İyi çıksın çığlık yüklü iniltilerim 30.06.11 (İlknur Karaca) |