şehrinde bir ağırlık var gibiydi ’peki ya sizin şehriniz?’ diye sordu ’herkes neden uykulu?’ bulutlarca bir buhran uçurtmaların ebruli kuyruğu
dolunayın içinde yumru gibi bir ağrı güneşin kasıklarında piç olmuş bir sancı ve rahminde doğmamış çocukların amaçsız çığlığı
gece omuzlarından soyunuyordu şairin günahını oysa sevmeye aç gelmişti cepleri tebessüm doluydu manaları boşluklara gömmüştü düşmeden
siyah bir kuşku yapıştı şiirine ’üzme beni gülümset bu gece’ dedi çünkü yalnız geceler kimsesizliğine ağlayabilirdi
sevinci koynunda sakladı kimseye sezdirmeden biliyordu her gece yeniden büyüyeceğini şahane bir çoban yıldızı gibi gökyüzünde hep kendi için-e aydınlatacaktı yolu
birilerini öldürürken birilerini doğuracaktı soğuk duvarhanelerinde birileri unutacaktı puslu bakışlarını ama o hep hatırlayacaktı gömdüğü feryatlardaki zavallı ruhları
hazin bir dünya biçti iyi dileklerle fallarda çıkan o haberci kuşa ulaşacaktı
hayat ömrü üzerinden kumar oynarken mutluluk zar tuttu başını çevirdiği her boşlukta ve düşeş bir u-mutsuzluğa düştü yenilirken
her defasında hoyrat severdi severken, bayılırdı kanat(lan)maya
...
geceydi kadın camın önünde elinde kemanıyla yıldızlara şarkı söylüyordu neden sonra aniden durdu başını yatağa çevirdi kocasıyla derin ve sımsıcak uyuyordu
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
düş-eş şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
düş-eş şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sevinci koynunda sakladı kimseye sezdirmeden biliyordu her gece yeniden büyüyeceğini şahane bir çoban yıldızı gibi gökyüzünde hep kendi için-e aydınlatacaktı yolu
şiirinizi büyük bir haz duygusuyla okudum.tebrik ediyorum.kaleminize sağlık.başarılarınızın devamını diliyorum.sağlıcakla kalın.
oyalı mendilinde kan izleri kızıl akşamlar zemheri
yıkılan dev bir ömür harbinde hırçın bir cephenin arkasında bir yok oluşa tanık saatler. yaralanan bedeni suskun mayınlarla dolu gözleri damarlarında gezen ayrılık aşkının bir ucu ölüm diğer yön sessizlikle örtülü.
/
şimdi özgürlük zamanı kaç kurtar kendini uzaklaş umutların tutsak, vuslat uzak
telef et beni gözlerine ve çek git bu zamansız ölümden .
geceydi kadın camın önünde elinde kemanıyla yıldızlara şarkı söylüyordu neden sonra aniden durdu başını yatağa çevirdi kocasıyla derin ve sımsıcak uyuyordu
sonu diri veya ucu açık bırakılmış şiirleri seviyorum
ve şair bunu çok iyi başarmış
ters köşe şiirlerin değerli kalemini saygıyla kutluyorum
sevinci koynunda sakladı kimseye sezdirmeden biliyordu her gece yeniden büyüyeceğini şahane bir çoban yıldızı gibi gökyüzünde hep kendi için-e aydınlatacaktı yolu
kutlarım değerli hocam güzel bir paylaşımdı..tebrikler.
Hikâyesi olan şiirleri her zaman sevmişimdir.Öyle ki hikayesi başlı başına yetiyor.Hikâye ile şiiri aynı anda harmanlayıp önümüze seriyor şair.
Bazen bende böyle kaçamaklar yapıyorum şiirlerde.Şiirde hikâye mi olur,diyenlere inat hem de.İnat kelimesi çok şey anlattığı için kullanıyorum şuan.
Bir romandan bir hikayeden alıntı da olabilir bu şiir.Şairin hayatından da olabilir.
Ya da sadece şiir.
Akış güzel,kelimeler duru,
şiir vakur...