YABANCILAR PAZARINDAN ANILAR SATIN ALDIM ÜÇ KURUŞA
I.
şöyle dokunup geçtik tenin söylenmemiş daha nice şarkılarına değmeden yani ne desek aşka dair hepsi zahir (yalan / eksik / boş) boşuna değildir kadınlardan yakındığım şöyle adam gibi okşadığım diri ve sıcak bir beden değil ürperirken tepeden tırnağa tenim hep yalancı dokunuşlarla aldatıldı bedenim II. yabancılar pazarından anılar satın aldım üç kuruşa bir çift mavi göze rehin kaldım ince bir çentik attım yüreğime bir kendi adımı yazdım belli belirsiz bir yanımda Haroşa kırdık paslı zincirlerini tabuların tam üç gün üç gece ayılmadık henüz keşfedilmemiş ülkelerin yasak meyvelerinden ilk tadışın sarhoşluğudur suskunluğum açılan her kapı ardında bin güneş hayret ve hüzün zamanın yok edilmesi hoyratça ve yaşamın hüzün mevsiminde okşadığın bu yüzün ellerinden nasıl uçup gideceğini düşündükçe yaşama yeni bir istekle acemi bir sarılıştır tutunduğum... III. hey sultanların bile önünde dize geldiği soylu sevdaların kadını kin, öfke, haset ve ihanetlerin kaynaştığı dünyanın bilmem hangi yasak cennetlerinden kovulmuş âfet seni dile düşürüp ele güne rezil ettik bizi affet... ... |